MAHKEMESİ: İstanbul 20. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/04/2011NUMARASI: 2010/977-2011/232Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekili, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takipte, zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir. T.T.K'nun 726. maddesinde, hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat haklarının ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrayacağı, aynı Yasa'nın 730/18. maddesinin yollamasıyla çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 662. maddesinde takip talebi ile zamanaşımının kesileceği 663. maddesinde ise zamanaşımını kesen işlem her kim hakkında vaki olmuşsa ancak ona karşı hükmün ifade edeceği düzenlemesine yer verilmiştir.TTK.nun 730/18. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 662.maddesine göre zamanaşımı, dava açılması, takip talebinde bulunulması davanın ihbar edilmesi ve alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir. Başlatılan takipte zamanaşımı süresince, alacaklının, icra dosyasında takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunması ve takibi işlemsiz bırakmaması gerekir.Somut olayda 28.02.2009 ve 31.01.2009 keşide tarihli çeklerle ilgili olarak ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 aylık zamanaşımı süresi dolmadan icra takibi 29.05.2009 tarihinde yetkisiz Şişli İcra Müdürlüğünde başlatılmıştır. Borçluya gönderilen ödeme emri 08.06.2009 tarihinde tebliğ edilemeden dönmüş, bundan sonra alacaklı vekili tarafından 12.03.2010 tarihinde borçlunun adresinin ticaret sicil müdürlüğünden araştırılması talebinde bulunulmuş; 29.03.2010 tarihinde borçlunun yetki itirazı (Şişli 2. İcra Mahkemesinin 21.09.2010 tarih, 2010/456-1161 sayılı kararı ile) kabul edilerek dosya 02.11.2010 tarihinde yetkili Eyüp İcra Müdürlüğüne gönderilmiş, borçluya 25.11.2010 tarihinde tebliğ edilen bu ödeme emrine karşı borçlu tarafından 26.11.2010 tarihinde mahkemeye başvurulduğu tespit edilmiştir.Takibin kesinleşmesinden önceki devrede oluşan zamanaşımı nedeniyle; anılan başvurunun, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. 29.05.2009 tarihinde başlatılan icra takibinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edilemediği 08.06.2009 tarihinden sonraki ilk talep tarihi olan 12.03.2010 tarihi arasında TTK'nun 726. maddesi koşullarında zamanaşımının gerçekleştiğinin kabulü gerekir.O halde mahkemece başvurunun zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeye itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca İİK'nun 169/a-6. maddesinde "borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle..... reddi halinde ,.... takip muvakkaten durdurulmuş ise diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilir" düzenlemesi yer alır. Somut olayda mahkemenin tensip ara kararı ile takibin sadece 643.57 TL işlemiş faiz alacağı yönünden durdurulduğu ve asıl alacak için verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı halde ve zamanaşımı itirazının değerlendirilmesinde taraflar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği düşünülmeksizin borçlu aleyhine inkar tazminatı verilmesi de doğru değildir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.