Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5424 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 28927 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Söke İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/08/2012NUMARASI : 2012/235-2012/223Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi adının ......olduğunu,borçlu ..... hakında başlatılan takibin işlemlerinin kendi hakkında yapıldığını iddia ederek icra işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Somut olayda; borçlu ..... hakkında 03.01.2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emrinin 21.01.2010 tarihinde "birlikte sakin kardeşi Nihat Akkoyun'a..' 'şerhi verilerek tebliğ edildi ve takibin kesinleştiği, taşınmaz haciz zaptının davetiyesinin Kadri Akkoyun adına çıkarıldığı ve 18.01.2012 tarihinde ''bizzat kendisine'' denilerek tebliğ edildiği, 24.01.2012 tarihinde icra müdürüne dilekçe ibraz ederek iki yıl içinde satış istenmediği için taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü alacaklıya borcunun bulunmadığı,adının .... olduğu, takibin .... hakkında başlatıldığını beyan ettiği, aynı tarihte icra müdürü tarafından talebinin reddine karar verildi??i, 31.08.2012 tarihinde kendi hakkında yürütülen takip işlemlerinin iptali için icra mahkemesine şikayette bulunduğu görülmüştür.Mahkemece; takibe konulan bonoda ......isminin yer aldığı, haciz işleminin ....'ye karşı yapıldığı, ... ve..... isimli şahısların farklı kişiler olduğu gerekçesiyle, şikayet dilekçesinde alacaklı taraf gösterilmesine rağmen mahkeme tarafından davet edilip delilleri sorulmadan dosya üzerinden şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Alacaklı temyiz dilekçesinde; şikayetçinin yörede hem .... hem de ..... olarak tanındığını, duruşmaya davet edilmeden yokluklarında karar verildiği için delillerini ibraz edemediklerini beyan ettiği görülmüştür.Şikayetçinin bizzat kendisine tebligatın yapıldığı 18.01.2012 tarihinden 7-8 ay sonra 31.08.2012 tarihinde şikayette bulunması, yine ödeme emirinin tebliğ edildiği '' .....'' adresini mahkemeye başvururken dilekçesinde kendi adresi olarak belirtmesi, takibe konulan bonoda da aynı adresin gösterilmiş olması, takipte taraf isminin maddi hataya dayanılarak yanlış yazılması halinde düzeltilmesinin mümkün olması karşısında 6100 sayılı HMK.'nun 27.maddesi ve İİK.'nun 18/2.maddesi gereğince taraflar duruşmaya usulünce davet edilerek varsa delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken tarafların yokluğunda yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.