Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5422 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 23564 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ: Yalova İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/08/2009NUMARASI: 2009/406-2009/357Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Kural olarak, borçlu, İİK.nun 83/a maddesi uyarınca, haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir. (HGK. 31.3.2004 tarih 2004/12-202 E.196 K, 31.3.2004 tarih 2004/12-167 E. 185.K.)17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 sayılı yasanın 93.maddesi “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” Bu maddeye, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesiyle “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakatı bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir” ibareleri eklenmiştir. Buna göre, icra müdürü borçlunun önceden muvafakatı bulunması halinde, gelir, aylık ve ödenekleri üzerine haciz koyabilecektir. Dolayısıyla, İİK.nun 83/a maddesindeki genel kuralın aksine, takibin kesinleşmesinden sonra olmak koşulu ile borçlunun haciz tarihinden önceki muvafakatının geçerli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.Bu düzenleme usule değil, esasa ilişkin olup, İİK.nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayıldığından ve öncelikle tatbik edilmesi gerektiğinden, Sosyal Güvenlik Kurumu'nca hak sahiplerine verilen, gelir, aylık ve ödeneklerin haczi hakkında da uygulanması gerekir. Somut olayda, borçlu tarafından, 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesinin yürürlüğe girmesinden ve 17.03.2009 tarihinde 5510 Sayılı SGK.nun 93.maddesine göre haczi yasak olan emekli maaşı üzerine haciz konulmasına muvafakat edildikten sonra, icra müdürlüğünce 24.03.2009 tarihinde uygulanan haciz işlemi anılan yasa hükmü karşısında geçerlidir. O halde, mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; İİK. nun 85.maddesi uyarınca icra dairesince alacaklının haciz talebinin yerine getirilmesi zorunlu olup, bu konuda icra müdürünün takdir hakkı bulunmamaktadır. İİK. nun 79/1. maddesinde ise icra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi uygulamasının gerektiği hüküm altına alınmıştır. 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi gereğince borçlunun emekli maaşının haczi mümkün değil ise de, bu husus haciz tarihinden sonra borçlunun şikayeti halinde gözönünde bulundurulabilir (HGK'nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-202 E. 2004/196 K.).Bu açıklamalara göre icra müdürünün şikayetten önceki haciz işlemleri yukarıda açıklanan yasal zorunluluktan kaynaklandığı için, kesintilerin İİK. nun 361. maddesinin uygulanması suretiyle geri alınması mümkün değildir. Anılan istemin borçlu tarafından genel mahkemede açılacak bir istirdat (geri alma) davasında tartışılması gerekeceğinden, mahkemece HUMK. nun 74. maddesi hükmüne aykırı olarak talep de aşılmak suretiyle yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.