Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5379 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 24897 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Şişli 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/05/2010NUMARASI: 2010/280-2010/495Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı banka vekili vasıtasıyla borçlu aleyhinde kredi sözleşmesi ve ihtarnameye dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmıştır. Borçlunun borcun aslını kabul ile faize itirazı üzerine, alacaklı vekili, kredi sözleşmesi ve ihtarnameye dayanarak faize itirazın kaldırılması talebinde bulunmuş, mahkemece, hesap kat ihtarının, borçluya tebliğ tarihinden itibaren bir aylık süre dolmadan takip başlatıldığından, anılan belgenin İİK.nun 68/b maddesi atfı ile İİK.nun 68/1.maddesinde belirtilen belge vasfı bulunmadığından, alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.Alacaklı banka tarafından noter marifetiyle gönderilen hesap kat ihtarnamesi 18.08.2009 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir. Borçlu hakkındaki icra takibi ise, İİK.nun 68/b-2 maddesine aykırı olarak bir aylık ihtarnameye itiraz süresi dolmadan 15.09.2009 tarihinde başlatılmıştır. Bu durumda takip tarihi itibari ile takip dayanağı hesap kat ihtarnamesi İİK.nun 68-b/3.atfı ile 68/1.maddesinde belirtilen belge vasfında sayılamaz ise de, borçlu borcun aslını (hukuki ilişkiyi) kabul ettiğinden, alacaklının alacağını İİK.nun 68/1.maddesi kapsamında bir belge ile ispat zorunluluğu bulunmamaktadır.O halde mahkemece borçlunun faize itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.