MAHKEMESİ: Ankara 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/06/2008NUMARASI: 2007/943-2008/556Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı vekili tarafından borçlu M. İ.. hakkında 100.000,00.YTL. asıl alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve borçluya gönderilen 10 nolu ödeme emri 22.12.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun 12.01.2007 tarihinde vefat etmesi üzerine temin edilen veraset ilamı uyarınca mirasçıların takibe dahili sağlanmıştır. Kendilerine ödeme emri tebliğ edilen bir kısım mirasçılar tarafından 4.10.2007 tarihinde icra mahkemesine başvurulmuş, ...murislerinin ehliyetsiz olduğundan bahisle düzenlenen bononun takip konusu yapılamayacağı belirtilerek takibin iptali istenmiş, iddialarını ispata yönelik olarak bir kısım hastane kayıtları (epikriz raporları) sunulmuştur. TTK.nun 582.maddesi gereğince; (akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe ve bono ile borçlanmaya da ehil) olduğundan, ancak medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan kişiler kambiyo senedi düzenleyebilirler. Başka bir deyişle, kanun koyucu kambiyo senetlerinin düzenlenmesi için özel bir ehliyet aramamıştır. Şu halde, medeni hakları kullanmak ehliyetinden kısmen veya tamamen mahrum bulunan kişiler, kambiyo senedi düzenleyemezler. Bu nedenle borçlunun (somut olayda murisin) "senedi düzenlediği tarihte" hukuki ehliyete sahip olması gerekir. Aksi takdirde, senet geçerli olmaz. Alacaklı, senedi düzenleyen kişinin ehliyetsiz olması halinde iyiniyetli olduğunu dahi ileri süremez. Çünkü ehliyet konusu kamu düzenini ilgilendirir ve süreye tabi olmaksızın mahkemeden takibin iptali istenebilir. Somut olayda, borçlunun (murisin) ehliyetsiz olduğu (raporlarla belirlenen hastalığın ehliyetsizlik nedeni olduğu) hususu yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman ileri sürülebilir. Bu durumda mahkemece senedin düzenlenme tarihinde borçlunun bu işleme ehil olup olmadığı alınacak bir bilirkişi raporuyla belirlenmeden ve iddianın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/03/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.