Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5305 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 28775 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Osmaniye İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/08/2012NUMARASI: 2012/264-2012/198Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HMK'nun 73 ile 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan Osmaniye Asliye (İş) Hukuk Mahkemesi'nin 20.06.2012 tarih ve 2009/619 E. - 2012/518 K.sayılı ilamında davacının (takip borçlusunun) vekil ile temsil edildiği, icra emrinin borçlu asile 04.08.2012 tarihinde yine ilamdaki borçlu vekiline 08.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, bu hali ile davacının vekil yerine asile icra emri tebliğ edilmesi nedeni ile icra emri tebliğ işleminin iptaline yönelik şikayeti yerinde değildir. Kaldı ki, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda esasa yönelik şikayetlerini de bildirdiğine göre tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin tebliğ işleminin iptalini talep etmesinde hukuki yararı yoktur. Yerleşik Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi gereğince, hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda, şikayetçi borçlu istemi, icra emri tebliğ işleminin iptalinine yönelik olduğu halde, mahkemece, HMK.nun 26.maddesine aykırı şekilde talep aşılarak takibin iptaline karar verilmesi de doğru değildir. Bu yöndeki şikayetin haklı olması halinde icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekir, takibin iptaline karar verilmez.Tüm bu nedenlerle borçlunun, vekil yerine asile icra emri tebliğ edilmesi nedeni ile icra emri tebliğ işleminin iptaline yönelik şikayetinin reddi ile borçlunun diğer şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile takibin iptaline dair hüküm tesisis isabetsizdir. Ayrıca HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresi ile “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.