MAHKEMESİ: Adana 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/07/2010NUMARASI: 2010/197-2010/878Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu vekilinin, dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu ve faizin de kararın kesinleşmesinden itibaren işletilmesi gerektiğinden bahisle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, ilamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebilir. HUMK.nun 443.maddesine göre aile ve şahsın hukukuna dair hükümler kesinleşmedikçe infaz edilemez. Bu nevi davalar sonunda hüküm altına alınan yargılama giderleri ve tazminat gibi ilamın eklentilerine ilişkin bölümler de boşanma kararı kesinleşmeden infaz edilemez. Bu durumda, boşanma kararı ile birlikte hükmedilmiş tazminatın takibe konulması halinde, ancak, infaz edilebilir hale geldiği boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz istenebilir.Somut olayda, Adana 2.Aile Mahkemesinin 25/01/2007 tarih ve 2006/668 E.-2007/51 K.sayılı kararı ile tarafların bo??anmalarına, alacaklının tazminat talebinin reddine karar verildiği, alacaklının, tazminat yönünden kararı temyiz ettiği, boşanmaya ilişkin hükmün ise 27/05/2008 tarihinde kesinleştiği, tazminat talebinin reddine ilişkin kararın, Yargıtay 2.Hukuk Dairesince bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda, aynı mahkemenin 24/12/2008 tarih ve 2008/654 E.-1153 K.sayılı kararı ile alacaklı lehine tazminata hükmedildiği görülmektedir. Her ne kadar, yukarıda da açıklandığı üzere, boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren faiz talep edilebilir ise de, boşanma kararının kesinleştiği 27/05/2008 tarihinde henüz alacaklı lehine hükmedilmiş bir tazminat olmadığından ancak, tazminata karar verilen 24/12/2008 tarihinden itibaren faiz istenebileceğinin kabulü gerekir.O halde, mahkemece, bilirkişi tarafından 24/12/2008 tarihine göre yapılan hesaplama, hükme esas alınarak fazla talep edilen faizin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.