MAHKEMESİ: Hatay İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/06/2012NUMARASI: 2012/81-2012/272Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.TTK.nun 688/6. maddesine göre bononun, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için, tanzim yeri unsurunu ihtiva etmesi gereklidir. Aynı Kanunun 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. H.G.K.'nun 02.10.1996 tarih ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tanzim yeri olarak idari birim adının yazılması yeterli ve zorunlu olup, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır. 14.12.1992 tarih ve 1991/1E.-1992/5K. sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurul kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir.Somut olayda alacaklı tarafından takibe konu edilen bonoda keşidecinin ismi yanında gösterilen (Y.DAĞI)'nın belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde bir idari birimi çağrıştırmadığı, dolayısıyla keşide yeri olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından bono vasfı bulunmamaktadır.İcra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tabi ise icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan mücerret borç ikrarı taşımayan bu belge Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabidir. Takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.O halde, mahkemece, bono vasfı bulunmayan dayanak belge yönünden genel zamanaşımı kuralının uygulanması gerektiği hususu göz ardı edilerek zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresi ile “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.