MAHKEMESİ: Çorlu İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/04/2012NUMARASI: 2012/188-2012/190Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlular hakkında çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde borçlular vekili tarafından Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesince verilen çek iptali kararı gerekçe gösterilerek borçlular hakkındaki takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece takibe konu çek, mahkeme kararı ile iptal edilmiş olduğundan talebin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.Çekin kaybolması nedeniyle açılan davada verilmiş bulunan iptal kararı, bir ilam değil, tespit niteliğini haiz bir karardır. Ayrıca bu karar, hasımsız olarak verilmiş bulunduğundan davada taraf olmayan iyi niyetli üçüncü kişileri bağlamaz. Bu husus, ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii sonucudur. Diğer taraftan dosyada, alacaklı cirantanın, çeki devralırken bunun kaybolduğunu bildiği ve bu hususu bile bile borçlunun zararına olarak devraldığı yolunda bir iddia ve delile de rastlanmamıştır. Somut olayda, takip alacaklısı ....... tarafından TTK.nun 708 ve 720. maddelerinde öngörülen şekilde çekin muhatap bankaya süresinde ibraz edilmesi suretiyle alacaklının takip hakkını kazandığı, çekin iptaline ilişkin davanın ise ...... isimli kişi tarafından, ibrazdan sonra 21.03.0212 tarihinde hasımsız olarak açıldığı ve Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesince 21.03.2012 tarihinde çekin iptaline karar verildiği görülmektedir.O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken takip dışı üçüncü kişinin hasımsız olarak aldığı çek iptali kararı dikkate alınarak yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, takibin borçluları olan ........ A.Ş. ve ........... aynı dava dilekçesi ile birlikte dava açtığı halde, gerekçeli karar başlığında yalnızca davacılardan bir tanesinin gösterilmesi ve hükmün buna göre verilmesi, ayrıca HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olduğu halde kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2013 günündeoybirliğiyle karar verildi.