Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5213 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 24471 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Eskişehir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/05/2010NUMARASI: 2010/440-2010/437Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :17.4.2008 tarih ve 5754 Sayılı Yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesine göre: "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez." 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesinde değişiklik getiren ve 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Yasanın 32/2-b maddesi gereği: "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir." Bu yasa İİK.nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiğinden takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28.2.2009 tarihi ve sonrasında artık borçlunun 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesi kapsamındaki gelir-aylık ve ödeneklere ilişkin hacze muvafakati geçerli olacaktır. Bu düzenleme usule değil, esasa ilişkin olup, İİK.nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılır ve öncelikle tatbik edilir. Somut olayda, borçlu tarafından emekli maaşı üzerine haciz konulmasına dair 30.03.2010 tarihli muvafakat, ödeme emrinin 26.03.2010 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle, henüz hakkındaki takip kesinleşmeden önce verildiği için, anılan yasa hükmü karşısında geçerli değildir. O halde yukarıdaki yasal düzenlemeye göre şikayetin kabulü gerekirken aksi gerekçe ile reddi isabetsizdir. Kabule göre de borçlunun muvafakati: “alacaklının icra sırasına girmesini, sırası geldiğinde maaşımın 1/4’ünü alması” şeklinde olup, daha önce kesintiye başlanan alacaklar bittikten sonra, şarta bağlı olarak hacze muvafakat edildiği halde, haciz yazısının: “maaşında haciz olsa dahi” denilerek muvafakate uygun olmadığının gözetilmemesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.