Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5148 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 23605 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Kayseri 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/08/2009NUMARASI: 2008/870-2009/771Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı bankanın İİK.nun 68/b maddesi koşullarında takip yapabilmesinin ön koşulu hesap özetini noter aracılığı ile borçluya tebliğ ettirmesidir. Genel haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu, sözleşmeye atılan imzaların eli mahsulü olmadığını, herhangi bir borcu bulunmadığını bildirerek borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmiş, daha sonra alacaklının açmış olduğu itirazın kaldırılması davasında sunduğu cevap dilekçesi ile kendisine hesap özeti tebliğ edilmediğini de ileri sürmüştür.Borçlu ..., alacaklı banka tarafından, Beşiktaş 9.Noterliğinin 4.5.2006 tarihli 503 yevmiye nolu ihtarnamesi ile gönderilen hesap özeti, TK.nun 21.maddesine göre tebliğ edilmiştir.Yapılan bu tebligatın usulsüz olması halinde, Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılır. Ancak, resmi surette bir belge ile aksinin kanıtlanması halinde bu beyana itibar edilemez. Usulsüz tebligatın düzeltilmesine ilişkin şikayetlerde, 7 günlük şikayet süresi borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihte başlar. Olayımızda borçlu tebligatın usulsüzlüğünü yasal süreden sonra ileri sürdüğünden bu itirazı geçersizdir.İİK.nun 68/2. maddesi uyarınca tebliğ edilen hesap kat ihtarına süresinde borçlu tarafından yapılmış bir itiraz bulunmadığından, İİK.nun 68/b maddesi gereğince bu sözleşme İİK.nun 68. maddesindeki belge niteliğini kazanır. Borçlunun yapmış olduğu sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı itirazı bu aşamada dinlenmez. Bu husus ancak borç ödendikten sonra dava edilebilir. Bu durumda mahkemece borçlunun itirazında ileri sürdüğü diğer hususlar incelenerek, oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yapmış olduğu imza itirazı kabul edilerek, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.