Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5000 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 20638 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Adana 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/05/2011NUMARASI: 2011/415-2011/479Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takip borçluları M.. T.. M.. S.. . Şti. ile F. M. C. vekili icra mahkemesine başvurusunda, icra emrinin Tebligat Kanunu'nun 21.maddesi gereğince muhtara tebliğ edildiğini, tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve ayrıca İİK.nun 150/ı maddesine aykırı olması sebebiyle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı borçlunun şirket olması nedeniyle şirketin kapalı olması durumunda Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddesindeki şartların aranmayacağı ve dolayısıyla yapılan tebligatın geçerli olduğu, bu durumda ödeme emrinin iptali isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle şikayetlerin reddine karar verilmiştir. İpotek limitinin aşılması dışında ileri sürülen şikayet nedenleri, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabi olup usulsüz tebligat şikayetinin yöntemince incelenmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemece, sadece borçlu şirket açısından değerlendirme yapılmış olup, diğer borçlu F. M. C. yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. Ayrıca hükmü şahıslar adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun tüzüğün 28.maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönülüp dönülmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz ise de, mahkemece tebligat yapılan adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığının ticaret sicilinden sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.