MAHKEMESİ: Bolu 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/06/2010NUMARASI: 2010/222-2010/220Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı M. E. vekili tarafından borçlu ........... İth. İhr.Tic.Ltd. Şti. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde adı geçene gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emrinin (muhatabın Düzce'ye gittiğinden) bahisle 7201 Sayılı Kanunu'nun 21.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçlu şirket tarafından, Tebligat Kanunu'nda tüzel kişilere yapılacak tebligatın ayrıca düzenlendiği, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılamayacağından bahisle usulsüz tebligatın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. İcra Mahkemesince, tüzel kişilere çıkartılan tebligatın T.K. 12-13. maddeleri ile ilgili tüzüğün 17 ve 18. maddelerinde düzenlendiği, buna göre tüzel kişilere tebliğin yetkili temsilcilerine olacağı, mutad çalışma saatlerinde işyerinde bulunamamaları veya alabilecek durumda olmamaları halinde memur ya da müstahdemlerine yapılabileceği, bu hususun tebliğ belgesinde gösterilmesinin gerekeceği, olayda buna uyulmamakla tebligatın usulsüz olduğu, tebliğe muttali olduğunun ve tarihinin de bildirilmemesi karşısında anılan hükümlerle anılan kanunun 32. ve tüzüğün 51. maddeleri de gözönünde tutularak müşteki şirket hakkındaki tebligatın iptaline karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 12.maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13.maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları halde tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Aynı Kanunun 21.maddesine göre ise; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”Somut olayda, borçlunun adresinde borçlu şirket yetkilileri ve çalışanı bulunmadığına göre tebligat memurunca tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılmasında yasaya aykırılık yokturÖte yandan, hükmi şahıslar adına ve bunların ticaret sicilinde yazılı adreslerine gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Tüzüğün 28.maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucuna doğurmaz.O halde, Mahkemece tebliğ adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde yazılı adresi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.Kabule göre, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminde haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. (H.G.K. 29.12.1993 Tarih ve 1993/18-778 E. 1993/876 K.) (H.G.K. 25.01.2006 Tarih ve 2005/2-772 E. 2006/17 K.) Bu durumda, mahkemece borçlunun tebligattan haberdar olduğu tarih sorulup tespit edilmeli, tebliğ işleminden en geç şikayet tarihinde haberdar olunduğu düşünülmeli ve buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmelidir. Anılan yasa hükmüne aykırı olarak tebligatın iptaline şeklinde hüküm tesisi doğru değildir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.