Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4951 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35223 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu hakkında iflas erteleme davası sırasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeni ile alacaklı tarafından takip işlemlerine devam edilmemiş ise de, borçlu aleyhinde İstanbul 27. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 04.09.2014 tarihli, 2014/381 sayılı kararı ile ihtiyati haciz işlemlerinin yapıldığı, borçlunun iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararını ibraz ederek aleyhinde uygulanan haciz ihbarnamelerinin kaldırılmasına ilişkin talebinin 24/09/2014 tarihinde icra müdürlüğünce reddi üzerine söz konusu işlemin şikayet konusu yapıldığı, mahkemece aynı konuda verilen kesin hüküm nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil ederler. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/561-644 K. sayılı kararının temyiz edildiği, halen Yargıtay incelemesinde olduğu, dolayısıyla kesin hüküm teşkil edecek bir karardan söz edilemeyeceği anlaşılmaktadır.Kaldı ki, kesin hüküm olduğu belirtilen kararda şikayet konusu müdürlük kararının, borçlu şirket vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine icra müdürlüğünün talebin reddine ilişkin 12/09/2014 tarihli kararı olduğu, iş bu şikayet dosyasında ise şikayet konusu müdürlük kararının, 89/1 haciz ihbarnamelerinin fekki ile dosyaya yatan paranın kayyım hesabına ödenmesi talebinin reddine ilişkin 24/09/2014 tarihli karar olduğu, dolayısıyla şikayet konuları birebir aynı olmadığından, önceki şikayet hakkında verilen kararın somu olaydaki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil etmediği de görülmektedir. O halde; mahkemece, şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.