Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4893 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 3828 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Malatya 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 16/04/2008NUMARASI: 2008/91-2008/268Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacağın temliki Borçlar Kanununun 162-172. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacağın temliki ile alacak hakkı, bunu devralan 3. kişiye geçer. Böylece devralan, daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder ve bunun üzerinde “tasarruf etme” yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da, bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından ( kalmadığından ), bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü ( dava açma, takip yapma, temlik etme... gibi ) hukuki işlem bu 3. kişi tarafından yapılır. Bir dava açıldıktan sonra ( dava devam ederken ), dava konusu olan mal ve hakkın ( müddeabihin ) bir başkasına ( üçüncü kişiye) devredilmesi ( temlik edilmesi ) mümkündür. Bu husus HUMK'nın 186. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda, alacaklı H. E.. tarafından 17.09.2007 tarihinde borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, 11.12.2007 tarihinde alacaklı tarafından dosya alacağının üçüncü şahıs M. B..’e temlik edildiği, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 21.01.2008 tarihinde borçluya tebliğ edildiği ve adı geçenin tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek, 18.02.2008 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere, alacak üzerindeki tasarruf yetkisi, takibe başlandıktan sonra dosya alacağını temlik alan M. B..’e geçmiş olup, temlik eden H. E..in alacak üzerinde artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından) mahkemece, alacaklı M. B.. yargılamaya dahil edilerek yargılamanın sonuçlandırılması gerekirken, alacağı temlik etmesi nedeniyle pasif husumet ehliyeti bulunmayan (kalmayan) H. E.. aleyhine hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.