Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 488 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 8601 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlu belediye vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda;icra dairesince haciz kararından önce borca yeter miktarda mal gösterilmesi hususunda yazılan muhtıraya verilen cevap gözetilmeksizin gösterilen taşınmaz dışında taşkın olacak şekilde yapılan 24.12.2015 tarihli haciz işlemlerinin iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile 24.12.2015 tarihli hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Anayasa Mahkemesi'nin 17.06.2015 tarih ve 2014/194 E. - 2015/55 K. sayılı, Resmi Gazete'nin 26.06.2015 tarih ve 29398 sayısında yayımlanan kararı ile, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesine, 10.09.2014 tarihli ve 6552 Sayılı Kanun'un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesinin "..ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır" ibaresi ile ikinci cümlesinin "...veya kamu hizmetlerini aksatacak.." ibaresinin ve ayrıca 6552 sayılı Kanun'un 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, anılan yasa maddesi artık şikayete konu takip dosyasındaki haciz işlemlerine uygulanamaz. Ayrıca 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesindeki, haciz işleminin sadece gösterilen mal üzerine uygulanacağına dair kısmının Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması nedeniyle, aynı maddede yer alan; "Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" hükmü gözetilmek suretiyle belediye mallarının haczi mümkündür. Somut olayda;alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlu belediyeye haczi kabil mal bildirmesi hususunda 26.07.2015 tarihinde muhtıra tebliğine karar verildiği, muhtıranın 30.07.2015 tarihinde borçlu belediyeye tebliğ edildiği ancak borçlu tarafından haczi kabil mal bildiriminde bulunulmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki; icra müdürlüğünce borçluya haczi kabil mal bildirimi hususunda muhtıra tebliğ edildiği hususu borçlu tarafın dava dilekçesi içeriğine göre de ihtilafsızdır.Yukarıda açıklanan ilke ve kurallar doğrultusunda 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesindeki, haciz işleminin sadece gösterilen mal üzerine uygulanacağına dair kısmının Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması da gözetilerek haczi kabil mal bildiriminde de bulunmayan borçlunun mallarının haczedilmesinde yasaya aykırılık yoktur.O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.