Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4873 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 19331 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Hatay İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/04/2011NUMARASI: 2005/174-2011/262Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu Ö,, K.. hakkında 16.02.2000, 01.03.2000, 9.10.2000 tanzim tarihli bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiştir. Borçlunun vasisi G. K.. Hatay Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.04.2005 tarih, 2005-446 Esas, 2005-589 Karar sayılı ilamı ile borçlunun kısıtlandığını ve kendisinin de vasi tayin edildiğini, borçlunun hukuki ehliyete sahip olmadığını iddia ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece vesayet kararı ve 24.11.2004 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre borçlunun takip ehliyeti bulunmadığından takibin iptaline karar verilmiştir.Dosyaya ibraz olunan Adli Tıp Kurumu raporuna göre; Ö. K..'nun 29.11.2001 ve öncesi tarihinde sanığı bulunduğu suça karşı ceza ehliyetini haiz olmadığı beyan edilmiştir.6762 sayılı TTK'nun (borçlanma ehliyeti) kenar başlığını taşıyan 582. madde hükmüne göre, akit ile borçlanmaya ehil olan kimse poliçe çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir. Aynı kanunun 1. maddesi gereğince bu kanunun ayrılmaz cüzü olduğu açıklanan TMK 9. madde hükmüne göre fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. 10. madde hükmüne göre ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. 13. madde hükmüne göre yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahhiptir.14. madde hükmüne göre ayırt etme gücü bulumayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.15. madde hükmüne göre kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz.16. madde hükmüne göre ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler.Akıl hastalığı yahut akıl zayıflığı gibi sebeplerden biri ile makul surette hareket etmek iktidarından mahrum bulunanlar, başka bir deyimle tam ehliyetsiz olanların yaptıkları hukuki işlemler kanuni mümessilleri tarafından onaylanmadıkça, geçersizdir.11.06.1941 gün ve 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde "....Mümeyyiz olmayan bir kimse ile hukuki muamelede bulunan diğer akidin bunu bilmeyerek hüsnüniyetle hareket etmiş olması zikri geçen 15. maddenin mutlak ve kati sarahatı karşısında öyle bir kimsenin tasarrufu üzerine hukuki hükmün terettüp etmesi için kafi değildir.Kanun o gibi temyiz kudretinden mahrum kimselerin esasen hüküm ifade etmeyen tasarrufları hususunda o tasarruftan dolayı hak iddia edenlerin hüsnüniyetlerini himaye etmemektedir...." şeklindedir. İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde ayırt etme gücünden yoksun kişilerin tasarruflarının geçersiz olduğu açıkca vurgulanmıştır.Borçlunun, takip dayanağı bonoların tanzim tarihleri itibariyle borçlanma ehliyetine sahip olup olmadığının Türk Medeni Kanunu, Türk Ticeret Kanunu hükümleri ve 11.06.1941 gün ve 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince araştırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.