Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4852 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 20705 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Akçaabat İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/03/2011NUMARASI: 2011/3-2011/36Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte borçlu çekin keşide yerinin ve kendi yerleşim yerinin İspir olup, İspir İcra Dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetkiye ve borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Takip dayanağı çeklerde keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu yer İspir olup, borçluya ödeme emri 22.12.2010 tarihinde İspir adresinde tebliğ edilmiştir. 1-Çeke dayalı takip, borçluların ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HUMK 9.md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde (HUMK. l0.md.) ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. 2-Öte yandan, İİKnun 50.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HUMK.nun 9/2.maddesinin 1.cümlesine göre, borçlu birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde H.U.M.Knun 9/2.maddesinin 1.cümlesi hükmü uygulanmaz. Somut olayda takip dayanağı çeklerde keşide yeri, borçlu ikametgahı "İspir" olup diğer borçluya tebligat yapılamadığından Akçaabat İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleştiğinden de söz edilemez. Bu durumda yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi bu dava dosyası ile Dairemize temyiz incelemesine gelen Akçaabat İcra hukuk Mahkemesi'nin 2011/1 E - 2011/35 K sayılı dosyasındaki uyuşmazlığın aynı çeke ilişkin, konusu, sebepleri ve tarafları aynı olan uyuşmazlığa ilişkin olduğu görülmekle dava ve usul ekonomisi uyarınca bu, dosyalar ile ilgili olarak birleştirme kararı verilerek sonuca gidilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek ayrı ayrı karar oluşturulması da doğru değildir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.