Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4775 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 31263 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Konya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/01/2011NUMARASI: 2011/69-2011/60Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 02.11.2011 tarih ve 2011/5996-21184 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :5502 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 35/3.maddesinde; "Kurumun taşınır ve taşınmazları, bankalardaki mevduatları dahil her türlü hak ve alacakları haczedilemez, hakkında 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun haciz ve iflas hükümleri uygulanmaz" düzenlemesi yer almaktadır. Bu madde haczedilmezliğe ilişkin olup, Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında icra takibi yapılamayacağı, bir diğer anlatımla cebri icradan bağışık olduğu sonucunu doğurmaz. Kişi ve kurumlar hakkında takip yapma hakkının varlığı ile yapılan takip sonucunda haczin uygulanıp uygulanamayacağı farklı iki konudur. Örneğin; İİK.nun 82/1 maddesi gereğince devlet malı haczedilemez ise de bu durumun devlet aleyhine takip yapılmasını engellemeyeceği tartışmasızdır. Devlet hakkında bile cebri icranın yapılabildiği düşünüldüğünde Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhinde cebri icra yoluna gidilemeyeceğinin kabulünün mümkün olmadığı muhakkaktır. Aksinin kabulü, anılan kurumdan hiçbir hak sahibinin hakkını alamayacağı gibi ağır bir sonuç doğuracaktır. Ayrıca, bir üst norm olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın 90/4. maddesi ile de; usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir. Buna göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu Protokol'ün 1. maddesinde; " ... Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve Uluslararası Hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz ... " denilmektedir. . Ek protokol'ün mülkiyet hakkı ile ilgili 1. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisince onanmış ve onaylayan yasada; " ... Her hakiki veya hükmü şahıs malların masuniyetine (dokunulmazlığına) riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak amme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve devletler hukukunun umumi prensipleri dahilinde mülkiyetinden mahrum edilebilir ... " ilkelerine yer verilmiştir. Bu nedenle 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 35/3.maddesinde yer alan düzenlemenin anılan kurumu cebri icradan bağışık kılacağı yönündeki yorumun AİHS 'nin 6 § 1. ve Ek 1 no'lu Protokol'ün 1. maddelerinin ihlali sonucu doğuracağı da göz önünde bulundurulmalıdır. Öte yandan ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren faiz istenebilir(HGK'nun 05.04.2000 tarih ve 2000/12-739 E, - 2000/746 K,), (HGK'nun 04.07.2001 tarih ve 2001/2-565 E.). İcra emrinde işlemiş faiz alacağının ilama aykırı olarak istenip istenmediğinin bu kural doğrultusunda denetlendikten fazla istendiğin belirlenmesi halinde, icra emri düzeltilmek suret sonuca gidilmesi gerekip, bu durum icra emrinin tümden iptalini gerektirmez. O halde mahkemece, borçlunun talep edilen işlemiş faiz alacağına yönelik itirazı yöntemince incelendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02.11.2011 tarih ve 2011/5996-21184 sayılı onama kararının kaldırılmasına, Konya 1. İcra Mahkemesi'nin 25.01.2011 tarih ve 2011/69 esas - 2011/60 karar sayılı mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.