Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4763 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2337 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Sapanca İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/06/2010NUMARASI : 2009/105-2010/52 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 17.05.2012 tarih, 2012/11239-17378 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçilerin, yasaya uygun yapılmadığını ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine ve şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesinde; "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz" hükmü yer almaktadır. Somut olayda hissedar şikayetçiler adına gönderilen satış ilanına ilişkin tebligatların, taşınmazın diğer hissedarı, davalı borçlu S.. S..'nun kızının imzasına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Şikayetçiler adına, kendisine tebligat yapılan Mehtap Serdaroğlu, borcu nedeniyle satışa çıkarılan taşınmazın diğer hissedarı davalı borçlu S.. S..'nun kızı olduğundan aralarında çıkar çatışması bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olup usulsüzdür. Satış ilanı tebliğ işleminin yapılmamış ya da usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshi nedenidir. Ayrıca ihalenin feshi istemi başvurusu, şikayetçi hissedarlar A.. S.. ve A.. S.. tarafından yapılmış olmakla, mahkemece sadece şikayetçi Adnan yönünden hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, şikayetin kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçilerin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.05.2012 tarih ve 2012/11239 E.-17378 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.