Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4756 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 24220 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/06/2010NUMARASI: 2008/107-2010/673Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takibin dayanağı olan bonoda keşideci olarak........ A.Ş, kefil olarak da davacı M. K.,M. Y.ve L.A.A. yazılıdır.TTK.nun 690/3.maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 613/3.maddesine göre; "Muhatap veya keşidecinin imzaları müstesna olmak üzere poliçenin (bononun) yüzüne konan her imza aval şerhi sayılır." Dolayısıyla senedi kefil sıfatı ile imzalayan kişi de aval veren sıfatını taşır.TTK.nun 614/1.maddesinde ise aval veren kimsenin, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olacağı belirtildikten sonra, aynı maddenin ikinci fıkrasında "Aval veren kimsenin temin ettiği borç,şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi aval verenin taahhüdü muteberdir."hükmüne yer verilmiştir.Buna göre aval şekil bakımından asıl borca bağlı olmakla birlikte, TTK.nun 689.maddesi anlamında müstakil bir kambiyo taahhüdü niteliğinde olup, aval veren kimsenin temin ettiği borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi, aval verenin taahhüdü, kambiyo taahhütlerindeki imzaların bağımsızlığı ilkesine de (TTK.589.madde) uygun olarak TTK.nun 614/2.maddesi hükmü gereğince geçerlidir.Somut olayda takibe konu senetlerde, keşideci konumunda bulunan .... Hiz. A.Ş'ni ilzam edecek yeterli imzanın bulunmaması nedeniyle keşideci şirketin borçtan sorumlu olmaması, aval verenlerin sorumluluğunu etkilemez. Bir başka ifadeyle keşideci şirket belirtilen nedenle borçtan sorumlu olmasa bile aval veren M.K. takibe konu senetlerdeki borçtan sorumludur. O halde avalist (borçlu) M.K.'nın borca itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.