Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4742 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2077 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: Ankara 14. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/12/2006NUMARASI: 2006/893-1041Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :B.K.’nun 388/son maddesine göre; “... hususi bir selahiyeti haiz olmadıkça vekil dava ikame edemez, malik olamaz, tahkim edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz” Bu durumda ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre vekile verilen vekalette kambiyo senedi düzenlemesi için açıkça yetki verilmesi şarttır. Somut olayda B.K.’nun 388/son madde hükmü icra mahkemesince incelenmiş ise de, ayrıca irdelenmesi gerekli bir başka konu da, bu durumda senedin ticari mümessil sıfatıyla imzalanıp imzalanmadığının tesbitidir. B.K.’nun 449.maddesinde belirtilen ticari mümessil aynı Kanunun 450/ı maddesine göre hüsnüniyet sahibi 3. kişilere karşı vekili adına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun adına tasarrufları yapmak selahiyetine haizdir. Yasada, ticari mümessilin iyiniyetli 3. kişilere karşı kambiyo taahhütlerinde bulunacağından söz edilmesinin nedeni, ticari senetlerin niteliklerinden doğmaktadır (H.G.K.’nun 30.1.1980 tarih, 1979/692 E., 1980/170 K). Ticari senetlerin ticari işletmeyle olan ilgisi iyiniyetli 3. kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyiniyetli 3. kişileri bağlamayacağı öngörülmüştür. İbraz edilen vekaletnamenin incelenmesinde vekaletnamedeki geniş yetkiler uyarınca vekil olan bu şahıs ticari mümessil sayılması için borçlunun ticarethane sahibi olması yanında vekaletnamenin de, ticaret siciline kaydedilmesi zorunludur. İcra mahkemesince yapılması gereken iş, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda dayanak senedin ticari mümessil sıfatıyla imzalanıp imzalanmadığının tesbitinden ibarettir. Eksik inceleme ile takibin iptaline karar verilmesi yerinde olmadığı gibi kabule göre de, takibin durdurulmasına mahkemece karar verilmediği halde İİK'nun 170/3.maddesine aykırı olarak tazminat ve para cezasına hükmedilmesi de isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.