MAHKEMESİ: İstanbul 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/02/2011NUMARASI: 2008/1552-2011/136Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, borçlu vekilinin takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirerek imzaya itiraz ettiği, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, adli tıp ve grafoloji uzmanınca düzenlenen 09.11.2009 tarihli bilirkişi raporunda, çekteki imzanın borçlunun eli mahsulü olduğunun bildirildiği, rapora itiraz üzerine alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 30.11.2010 tarihli mütalaasında ise, çekteki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının rapor edildiği, mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 30.11.2010 tarihli raporuna itibar edilerek itirazın kabulü ile borçlu yönünden icranın durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmayıp, raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından bu rapora itibar edilerek sonuca gidilemez. HGK'nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında da belirtildiği üzere; herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır. O halde mahkemece, borçlunun delil listesinde bildirdiği kurumlardan usulüne uygun olarak borçlunun imza örneklerinin bulunduğu belge asılları da getirtilerek, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.