Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4681 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 22709 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Birecik İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/07/2009NUMARASI: 2009/27-2009/46Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de:Alacaklının avukatlık ücret sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yoluyla başlattığı icra takibinde, İİK. nun 68/1. maddesinde yer alan ve mücerret borç ikrarını içeren bir belgeye dayanmadığı tartışmasızdır. Ancak borçlunun icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde alacaklı ile avukatlık ücreti olarak 12.000,00-TL. ye anlaştıklarını ve bu miktarı da ödediğini ileri sürdüğü görülmektedir. Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede celenmesi sırasında, alacaklının artık İİK. nun 68/1 maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü anılan madde dine yazılı belgelerle ispatlanacak olan, hukuki ilişki ve borçtur. Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip ödediğini ileri sürdüğüne göre, kabul edilen bir hususun ayrıca İİK. nun 68/l. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir. (H.G.K. nun 4.12.2985 tarih ve 1984/12–527 E. 984 K.) Bu durumda borçlu tarafından kabul edilen 12.000,00-TL.borcun ödendiği, İİK. nun 68/l. maddesinde yazılı nitelikte belgelerle ispatlanamadığından mahkemece bu kısma yönelik itirazın kaldırılması isteminin kabulü yerine istemin tümden reddine karar verilmesi isabetsizdir.Öte yandan, İİK. nun 68/son maddesinin ilk cümlesine göre; “İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine tazminata mahkum edilir.” İcra mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması istemi sadece takip dayanağı belgenin İ.İ.K.’nun 68/1.maddesinde belirtilen belge niteliğinde olmadığından bahisle işin esası incelenmeksizin reddedildiğinden ve bu nedenle borçlu yararına tazminat verilmesi için aynı maddenin son bendinde öngörülen “talebin esasa ilişkin nedenlerle reddi” şeklindeki koşul oluşmadığından, alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.