Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4620 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 23839 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Denizli 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/07/2010NUMARASI: 2010/565-2010/582Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin, haczedilen taşınmazın borçlunun haline münasip evi olması nedeniyle haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır.Takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı vekili tarafından, İzmir 21.İcra Müdürlüğünün 2009/14310 E.sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığı, borçluya ait 182 ada, 21 parsel, 5 nolu bağımsız bölüm üzerine 09/09/2009 tarihinde haciz konulduğu, borçluya hacze ilişkin olarak İİK.nun 103.maddesi gereğince 15/09/2009 tarihinde tebligat yapıldığı, bu arada, borçlu vekilince, İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği ve İzmir 3.İcra Mahkemesinin 16/10/2009 tarih ve 2009/1437 E.1141 K.sayılı kararı ile İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, talep halinde takip dosyasının yetkili Denizli İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, kararın 26/10/2009 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin HUMK.nun 193.maddesi gereğince yasal on günlük sürede takip dosyasının yetkili Denizli İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istediği, Denizli 3.İcra Müdürlüğünün 2009/11004 E.sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrinin 04/11/2009 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, yine aynı dosyadan borçlunun yukarıda anılan taşınmazına 09/04/2010 tarihinde, İzmir 21.İcra Müdürlüğünce uygulanan haczin devamı olduğu belirtilerek, haciz konulduğu, bu hacze ilişkin borçluya bir tebligatın yapıldığına dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı görülmektedir.İİK.nun 168/5.maddesine göre, borçluya gönderilecek ödeme emrine, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bir dilekçe ile bildirerek mahkemeden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarının yazılması zorunludur. Borçlunun, yukarıdaki maddeye dayanarak borca karşı yapacağı itirazın, satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağı da İİK.nun 169.maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.Somut olayda, borçlu, icra mahkemesine yetki itirazı ile başvurmuş, takibin durdurulmasına yönelik bir tedbir veya itirazın kabulü kararı getirilmediğinden, alacaklı tarafından İzmir İcra Müdürlüğündeki takibe devam edilerek borçlunun taşınmazıhaczedilmiştir. Ancak, hacizden sonraki tarihte borçlunun yetki itirazının kabul edilmesi ile yetkili icra müdürlüğünde yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, diğer bir ifade ile takip henüz kesinleşmemiş olduğundan, İzmir İcra Müdürlüğünce konulan haciz hükümsüz kalmıştır.O halde, mahkemece, Denizli İcra Müdürlüğünce uygulanan haczin borçluya bildirilmediği hususu da dikkate alınarak süresinde yapılan meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.