MAHKEMESİ: Denizli 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/07/2010NUMARASI: 2010/570-2010/561Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İcra müdürlüğü tarafından, çalışmakta olan borçlunun, ikramiye, tazminat, ek ödenek, fazla mesai ve benzeri (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı) alacaklarının, emekli olması ve işten ayrılması durumunda emekli ikramiyesinin haczine karar verildiği, borçlu vekilinin, hacizlerin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağı yönünden talebin reddine, ikramiye, tazminat, ek ödenek , fazla mesai ücretinin ¼’ünün haczine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun, henüz doğmamış ve haciz tarihinde borçlu adına tahakkuk edip etmeyeceği bu aşamada bilinmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı veya emekli ikramiyesinin tamamının haczedilebilmesi için yasal koşulların oluşması ve ödenebilir hale gelmiş bulunmaları gereklidir. 4857 Sayılı Kanunun 35. maddesine göre, işçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez. İkramiye, toplu sözleşme farkı ve nema da ücretten sayılacağından onların da aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. 6772 Sayılı Kanunun 4. maddesinde ise "fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin" haczedilemeyeceği belirlenmiştir.Somut olayda, borçlunun, henüz doğmamış ve haciz tarihinde borçlu adına tahakkuk edip etmeyeceği bilinmeyen emekli ikramiyesi, kıdem ve ihbar tazminatının haczi mümkün olmadığından, fazla mesai alacağı ise, 6772 SK.nun 4.maddesi gereğince haczedilemeyeceğinden, mahkemece, bu alacaklar yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 24.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.