Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4615 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 28412 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/05/2012NUMARASI: 2012/307-2012/485Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından 24.11.2011 tarihli takip talebi ile 31.10.2010 keşide tarihli, 35.000 TL bedellı ve 30.11.2010 keşide tarihli, 51.400 TL bedelli iki adet çeke dayalı olarak, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlu şirkete 27.05.2011 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise İİK.nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal süreden sonra 22.02.2012 tarihinde icra mahkemesıne yaptığı başvuruda ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası ile birlikte 30.10.1010 tarihli çekin zamanaşımına uğradığını ve ayrıca takip sonrası zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürerek takibin talikine veya iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, 31.10.2010 günlü çekte zamanaşımının gerçekleştiği, ancak 30.11.2011 günlü çekte zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle 31/10/2010 tarihli çekle ilgili zamanaşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına, diğer çekle ilgili itirazların reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Takip dayanağı çeklerin ibraz sürelerinin dolduğu tarih itibariyle uygulanması gereken TTK. 726. maddesinde, hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrar. TTK. md.730 /18 yollamasıyla TTK.662 maddesi gereği takip talebi ile zamanaşımı kesilir. Alacaklının yapacağı icra işlemleri ile süre her defasında yenilenir, yeni bir altı aylık süre başlar. Öte yandan takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı, borca itiraz niteliğinde olup İİK.168/5 maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesinde ileri sürülmelidir. Takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ise İİK. nun 71.maddesine göre borçlu tarafından her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda, takipten önceki nedene dayalı olarak 31.10.2010 keşide tarihli çek yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de başvuru İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal süreden sonra olduğundan mahkemece anılan çek yönünden takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği nedeniyle İİK. nun 169/a maddesine de aykırılık teşkil eder biçimde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. Ancak borçlu icra mahkemesine başvurusunda takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazında da bulunmuş olduğundan ve icra takip dosyasında07.07.2011 tarihinde yapılan haciz işleminden şikayetin yapıldığı 22.02.2012 tarihleri arasında zamanaşımını kesen işlem bulunmadığı ve bu şekilde takip dayanağı çeklerin ibraz tarihleri itibariyle uygulanması gereken T.T.K.'nun 726. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi dolduğundan mahkemece İİK. nun 71 ve 33/a maddeleri uyarınca takibin tümü yönünden icranın geri bırakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının reddine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.