Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 461 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13966 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/04/2010NUMARASI: 2009/829-2010/254Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.Somut olayda mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen ve sadece inşaat bilirkişisinden alınan raporda; taşınmazın 50.000 TL edeceği ve borçlunun haline uygun olduğu bildirilmiştir. Meskeniyet itirazında bulunulan taşınmaz İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesi Sütlüce Mahallesinde haiz 169.00 m2 yüzölçümlü haliç manzaralı arsa üzerinde olup, emlakçı, inşaat, mühendisi ve piyasayı iyi bilen konunun uzmanından oluşan heyet ile değerinin tesbitinin yapılması gerektiği gibi borçlunun haline münasip evi daha ucuza alabileceği diğer yerlerdeki mesken fiyatlarının da irdelenmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Diğer taraftan borçlunun birlikte oturduğu aile fertlerine ilişkin kayıtlar getirtilerek borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz olup olmadığı ve gelir durumları da belirlenerek yukarıda belirtilen kıstaslar dahilinde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.