Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4581 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1873 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: İzmir 6. İcra MahkemesiTARİHİ: 13/11/2007NUMARASI: 2007/805-2007/1004Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1- Alacaklı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE,2- Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,Alacaklı tarafından takip konusu yapılan 20.01.2007 vade tarihli 30.000 YTL bedelli senet üzerinden bedeli “Daire verilecektir.” diye şerh düşüldüğü görülmüştür. Borçlu itiraz dilekçesinde söz konusu borcun H. D..’ın şahsi borcu olmadığı kooperatifin borcu olduğunu, dairenin de devri ve tahsisi yapılmış olduğundan senet bedelinin itfa edildiğini ileri sürmüştür. Alacaklı vekilinin 19.10.2007 tarihli cevap dilekçesinde; borçlunun müvekkilinden aldığı 30.000. YTL karşılığında kendisine ait kooperatifteki daireyi müvekkiline devir etmeyi taahhüt ettiğini müvekkilinde, devrin gerçekleşmeme ihtimaline binaen bonoyu borçludan aldığını, borçlunun da daireyi müvekkiline devretmeyince bu senede dayanarak icra takibine başladığını belirtmiştir. Mahkemece de karar gerekçesinde bu hususlar tartışılarak taahhüt edilen dairenin ??çüncü bir şahıs tarafından teslim edildiği devir işleminin davacının borcundan dolayı, davacı tarafa yapılmış bir ödeme olmadığı belirtilerek borçlu itirazının reddine karar verilmiştir. TTK. 688/2. maddesi uyarınca bir senedin bono sayılabilmesi için illetten mücerret, kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini taşıması gerekir. Somut olay dikkate alındığında, takip dayanağı senedin daire alış verişi sebebiyle daha önce alınan 30.000 YTL’nin karşılığı olarak daire teslim edilmediği takdirde taahhüt olarak verilen senet olduğu, taraflarca da kabul edildiğinden bu haliyle takip konusu senet illetten mücerret değildir. Senedin tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamaya muhtaç olduğundan icra mahkemesince yargılama yapılarak karar verilmesi mümkün değildir. Bu nedenlerle takibin iptaline karar vermek gerekirken itirazın reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.