MAHKEMESİ: Kadıköy 3. İcra MahkemesiTARİHİ: 16/12/2005NUMARASI: 2003/1165-1682: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı taraf, borçlu hakkında kambiyo senetlerinden olan çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçmiş bulunmaktadır. Borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda alacaklı ile aralarında 4.7.2003 tarihli acentelik sözleşmesinin bulunduğunu bu sözleşmenin ayrılmaz parçası olan protokol gereği takip konusu çeklerin imzalanıp, alacaklı şirkete verildiğini ancak, ilgili acentelik sözleşmesinin, Üsküdar 5. Noterliğinin 26.9.2003 tarihli ve 52093-52096-52099 yevmiye sayılı ihtar azilname-fesihnameleri keşide edilerek alacaklı tarafça tek taraflı olarak sona erdirildiğini öne sürerek ve alacağın da muaccel hale gelmediğinden takibin iptaline, bu durum olmadığı taktirde borçluya atfedilecek bir kusur olmamasından dolayı da alacağın fer'ilerin iptaline karar verilmesi istenmiştir. Alacaklı vekilinin cevap lahiyasında borçlunun usulsüz işlemler yapması nedeniyle acentelik sözleşmesinin iptal edildiğini ve borçlu şirketin zamanında tahsil ettiği paralarını alacaklı şirkete intikal ettirilmediğinden alacaklarının muaccel hale geldiğini ve takip yapmalarında bir usulsüzlük olmadığını ileri sürerek istemin reddini istemişlerdir.Taraflarca itiraza uğramayan acentelik sözleşmesinin ekinde bulunan protokolün 2. maddesinde aynen, yukarıda zikredildiği şekilde üretimi müteakip 2. ayın sonundan ödemeleri gerçekleştirmek üzere acente tarafından verilecek çek, belirtilen sürelerde verilmediği ve gününde ödenmediği takdirde, şirket, daha önce vadelerinde tahsil edilmek kaydıyla verilmiş bulunan çekleri ve teminat enstrümanlarının borca yeter miktardaki kısmını nakde tahsil etme ve nakde tahsil olundukları tarih itibariyle de değerleri kadarı ile acentelik cari hesabına kaydetme hakkını haiz olacaktır.hükmünü taşımaktadır.İşbu protokoldeki düzenlemelere göre taraflar arasındaki takibe konu edilen bu çeklerden dolayı alacağın varlığı genel mahkemede açılacak bir davada belirleneceğinden mahkemece borçlunun itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de takip geçici olarak durdurulmadığından borçlu aleyhine İİK'nun 169/a-6 maddesine aykırı şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.