Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4576 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 23919 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: İstanbul 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/07/2009NUMARASI: 2008/2434-2009/1335Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı, borçlu aleyhine, İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17666 takip sayılı dosyası ile 30.04.2008 keşide günlü 5.760 YTL’lik çek için 28.8.2008 tarihinde genel haciz yolu ile 30.05.2008, 30.06.2008 ve 29.02.2008 keşide günlü 3 adet toplam 12.520 YTL asıl alacak ve işlemiş faiz içinde aynı müdürlüğü’nün 2008/17665 takip sayılı dosyasından da kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçmiş bulunmaktadır.Borçlu İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17666 takip sayılı dosyasında takibe konu edilen çekteki keşideci imzasına icra dairesinde itirazda bulunmuştur. Aynı tarihte (08.09.2008 tarihinde de) icra mahkemesine başvurarak imza itirazında bulunmuş, takip dosyası olarak İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17666 esas sayılı dosyasını göstermiştir. Ancak, 11.03.2003 tarihinde icra mahkemesine dilekçe vererek itiraz dilekçesinde takip dosyası olarak 2008/17666 sayılı dosyasını yanlış gösterdiğini esas itiraz ettiği dosyanın İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17665 sayılı dosyası olduğunu bildirmiştir.Mahkemece İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17666 takip sayılı dosyasındaki takip konusu edilen çekteki keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırmış, bilirkişice verilen raporda imzanın borçlunun eli ürünü olmadığı ifade edilmiştir.Yukarıda da açıklandığı üzere borçlunun tavzih talebi ile imza incelemesi istediği İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17665 takip sayılı dosyaya konu edilen çeklerdir.Mahkemece başvurunun yanlış merciye yapılmış olması nedeniyle istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Bu yöndeki kabul yukarıdaki tavzih talebi dikkate alındığında hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki, borçlunun 17666 takip sayılı dosyada davaya konu edilen çekteki keşideci imzasına icra dairesine süresinde itiraz etmiştir. Bu dosyadaki imzanın onun eli ürünü olup olmadığını belirlenmesi alacaklının itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Söz konusu imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığının ispatı borçluya ait olmayıp bunun ispatı alacaklıya ait bulunmaktadır.O halde mahkemece yapılacak iş, İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17665 takip sayılı dosyadaki çeklerdeki keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olup olmadığı konusunda yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bire karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.