Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4523 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 19089 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Antalya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/05/2011NUMARASI: 2010/215-2011/434Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Alacaklı vekili tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçluların, alacaklıya 15.000,00 TL bedelli senet verdiklerini, akabinde senedi istediklerinde davalı tarafın senetin yanında olmadığını söylediğini ve daha sonra haklarında takibe başlanmış olduğunu ve ödeme emrinin kendilerine tebliğ edildiğini, ödeme emrinde gördükleri 150.000,00 TL'lik senede imza atmadıkları ve böyle bir borçlarının bulunmadığını, alacaklının senet üzerinde oynama yaptığını sonradan verdikleri 08.04.2010 havale tarihli dilekçede 40000 TL karşılığında 50000 TL lik senet verdiklerini davalı alacaklının senette tahrifat yaparak 150000 TL yaptığını beyanla ödeme emrine ve borcun tamamına itiraz ederek, takibin durdurulmasını talep ettikleri, mahkemece, Açılan davanın kabulü ile dayanak senetin 50.000,00 TL olarak düzenlendiğinin tespitine fazlaya ilişkin takibin ferileri ile birlikte iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava ve takip dosyası incelendiğinde, Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Grafoloji ve Sahtecilik uzmanının düzenlediği 17,10,2010 havale tarihli raporda senedin rakamla ve yazıyla değer belirten hanelerinin tahrifata uğratıldığını gösterir nitelikte kati bir bulgu tespit edilemediğinin bildirildiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan 28.02.2011 havale tarihli raporda senette 1 rakamının bulunduğu yere sonradan ilave edilmiş olduğunu, yazı ile miktarın belirtildiği bölümdeki miktar belirtir yazıların bulundukları yere bir seferde yazılmış olduklarının belirtildiği ve her iki raporun çelişkili olduğu görülmektedir. O halde mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.