Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4518 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 22755 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Adana 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/06/2009NUMARASI: 2009/732-2009/707Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İcra Müdürlüğünce, 17/03/1998 tarihinde, borçlunun Emekli Sandığından almakta olduğu emekli maaşının dörtte birinin haczedilmesine karar verilmiş, bundan sonra 11/02/2004 ve 15/08/2006 tarihlerinde borç bakiyeleri belirtilerek kesintinin bu miktar üzerinden yapılması talep edilmiştir. 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 sayılı yasanın 93.maddesi “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 1,2, 4.maddelerine göre 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi olanların bu kanunun 4.maddesinin birinci fıkrasının a, b, c bendi kapsamında sigortalı olarak kabul edileceğinin belirtildiği dikkate alındığında, emekli sandığından emekli maaşı alanlara da 5510 sayılı yasanın maaşın haczedilemeyeceğine ilişkin 93.madde hükmünün uygulanması gerekir. Öte yandan, anılan yasa hükmü 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girmiş olup, şikayet tarihi itibari ile yürürlükte olduğundan somut olayda da uygulanması zorunludur. Bu durumda yukarıda belirtilen yasa maddesi uyarınca gelir aylık ve ödenekler borçlunun muvafakati bulunmadıkça nafaka borçları dışında haczedilemez.5510 sayılı kanunun 93.maddesindeki bu düzenleme kamu düzeni ile ilgili olup haczedilmezlik şikayeti de herhangi bir süreye tabi bulunmamaktadır.O halde mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.