Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4484 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 24063 - Esas Yıl 2008
MAHKEMESİ: Samsun 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 16/09/2008NUMARASI: 2008/439-2008/459Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi banka vekilinin, kredi alacaklarının tahsili amacıyla borçlu hakkında icra takibine geçtiklerini, takip sırasında borçluya ait taşınmazın (taşınmazların) ihale yoluyla satıldığını, icra müdürlüğünce ihale bedelinden cezaevi ve tahsil harcı kesildiğini, yapılan işlemin 492 sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesine aykırı olduğunu öne sürerek iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.1- Cezaevi harcının, 492 sayılı Harçlar Kanununun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından ve dolayısıyla bu konudaki mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, anılan harca yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Tahsil harcına ilişkin şikayete gelince:06.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren 04.06.2008 tarih ve 5766 sayılı Kanunun 11/ç maddesiyle, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesi yeniden düzenlenmiş ve son fıkrada yer alan “harca tabi tutulmaz” ibaresi, “bu Kanun’da yazılı harçlardan müstesnadır” şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan bu son değişiklikle, bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslar arası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemler, borçlu alacaklı ayrımı yapılmaksızın 492 sayılı Harçlar Kanununda yer alan yargı harçlarından da müstesna tutulmuştur. Nitekim, maddenin gerekçesinde bu değişiklik “492 sayılı Harçlar Kanununun 123.maddesinde kredilere ilişkin istisna hükmünün yargı harçlarını da kapsamı içine aldığı hususu açıklığa kavuşturularak uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi amaçlanmaktadır” şeklinde ifade edilmiştir. Diğer taraftan bu durum Yüksek Danıştay 9.Dairesi’nin bu yöndeki yerleşmiş birçok kararı ile de kabul edilmiş bulunmaktadır (Danıştay 9.Dairesi 20.10.2008 T. 2006/4958 E, 2008/4769 K, 15.10.2008 T. 2007/3486 E, 2008/4610 K., 15.10.2008 T. 2005/3203 E, 2008/4591 K, 15.10.2008 T. 2006/84 E, 2008/4597 K.). Açıklanan ve yeni oluşan bu durum karşısında, bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslar arası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin olarak icra dairelerinde yapılacak işlemlerin, 492 sayılı Harçlar Kanununda yazılı harçlardan ve aynı Kanun’da yer alması nedeniyle de tahsil harcından müstesna olduğunun kabulü gerekir.Somut olayda, şikayetçi banka tarafından, borçluya kullandırılan kredinin geri ödenmesini temin amacıyla icra takibi yapıldığı anlaşıldığından ve dolayısıyla yukarıda anılan yasa hükmü gereğince, ihale bedeli, tahsil harcından müstesna olduğundan, bu yöndeki şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin tahsil harcına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte belirtilen nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.03.2009 gününde karşı oy yazısı :Medeni usul hukukunda olduğu gibi icra hukukunda harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcıda bu amaca yönelik olup sorumlusu İİK.nun 15. maddesi uyarınca borçlu olup kendisinden tahsil edilir.Tahsil harcı 492 sayılı Harçlar Kanunun 28/b maddesi uyarınca alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil olunur.Aynı kanunun 32. maddesinde ‘yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı ‘belirtilmiştir.Yine bu madde uyarınca ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyip işlemin yapılmasını sağlayabilir.Ödenen bu para daha sonra isteğe gerek olmaksızın hükümde dikkate alınır.492 sayılı Harçlar Kanunun 123. maddesi ‘genel muaflıklar ve istisnalar’ başlığını taşımakta olup bu maddenin 3 nolu bendinde bankalarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerin bu kanunda yazılı harçlardan müstesna olduğu belirtilmiştir. Kanunda daha önce yazılı olan harca tabi tutulmaz ibaresi 4.06.2008 tarihli 5766 sayılı kanunla harçlardan müstesnadır şeklinde değiştirilmiştir. Kelime olarak farklı bir durum (anlam) yaratmamıştır. Bu maddedeki muafiyet bankaca söz konusu kredi alacağının geri ödenmesi sırasında yapılacak işlemlere ilişkin olup takip hukukuna ilişkin işlemleri kapsamaz. Çünkü maddede bu harçları kapsayacağı şeklinde bir düzenleme bulunmamaktadır. Zira 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 77/1. maddesinde ‘genel müdürlüğün tüm iş ve işlemlerinin her türlü vergi resim ve harçtan müstesna olduğu vurgulandığı halde yüksek genel kurulca 24.12.2008 tarih,2008/18-77 E. 2008/788 sayılı kararda da belirtildiği üzere hükmün yargı harçlarını kapsamadığı Vakıflar genel müdürlüğünün muaf olmadığı açıkça belirtilmiştir. Yasa koyucu yargı harçlarının muafiyetini öngörse idi bunu yasadaaçıkça belirtirdi. Örneğin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 23/2. maddesinde Tüketici Mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve bakanlıkça açılacak davaların her türlü resim ve harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Bu durumda muafiyet açıkça açılacak davalara ilişkin olduğundan buna ilişkin harçlardan muafiyet mahkemelerce uygulanmaktadır. Bir an muafiyetin varlığı kabul edilse dahi bu muafiyet bankalara tanınmış olup somut olayımızda olduğu gibi borçluyu kapsamaz. Bu hüküm bankalara ilişkin bir düzenlemedir. Bu durumda da tahsil harcının sorumlusu borçlu olduğundan alacaklı konumda olan bankanın bu harçtan sorumluluğu bulunmadığından muafiyeti de söz konusu olamaz. Aksi takdirde bu muafiyet sorumlu olan borçluyu da kurtarır. Borçlunun sorumlu olduğu bir harçtan alacaklının muaf tutulabilmesi için bununda yukarıda belirttiğimiz gibi yasada açıkça düzenlenmesi gerekir. Zira buna ilişkin olarak da 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. maddesinin 1.fıkrasında yasa koyucu fonunun her türlü resim ve harçtan muaf olduğu vurgulandıktan sonra 2. fıkrada açıkça fonun dava ve takiplere ilişkin olarak her türlü vergi resim ve harçtan muaf olduğu tekrar belirtilmiş ve 3. fıkrada da ‘borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil harcı dahil her türlü vergi resim ve harç bu alacaktan mahsup edilemez’ denilerek açık düzenleme yapılmıştır. Bu açıklamalar karşısında 492 sayılı harçlar kanununda borçlu nun sorumlu olduğu tahsil harcına ilişkin alacaklının muafiyetine ilişkin bir açık düzenleme yer almadığından 492 sayılı kanunun 123/ son maddesinin harçlardan müstesna olduğuna ilişkin hüküm tahsil harcını kapsamaz. Aksinin kabulü yasa koyucunun maksadını aşar. Bu nedenlerle alacaklı bankanın tahsil harcından sorumlu olduğuna ilişkin Mahkeme kararı doğru olup onanması görüşündeyim.karşı oy yazısı :Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı paradır.İİK'nun 15.maddesinde kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğu 492 sayılı Harçlar Kanununun 28/b maddesinde tahsil harcının alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edileceği, Harçlar Kanununun 32.maddesinde ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer tarafın ödeyeceği 127.maddesinde yargı işlemlerinden alınan harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı düzenlenmiştir. İİK'nun 12.maddesine göre ise borçlunun borcu yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam eder. Alacaklının ödediğini zannettiği harç miktarı kadar, takibe devam hakkı vardır. Bu düzenlemelere paralel olarak Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanununun 128.maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ileride borçludan alınmak üzere tahsil harcının alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir. HGK. 22.09.2004 tarih 2004/12-491 2004/413 sayılı kararında, ödeme ister tümden ister kısmen olsun tahsil harcının, alacağın tahsili sırasında alınmasını öngörmektedir.492 sayılı Harçlar Kanununun 123.maddesinde genel muaflıklar ve istisnalar başlığı altında 3 no'lu bendinde "Bankalarca kullandırılacak kredilerin tümü ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerin bu kanunda yazılı harçlardan müstesna olduğu belirtilmiştir. Maddedeki muafiyet banka tarafından söz konusu kredi alacağının geri ödenmesi ile ilgili kendisinin yapacağı işlemleri kapsamakta olup, kredinin icra yoluyla geri ödenmesi alacaklının yapacağı takiple mümkün olur. Alacaklı bu geri ödeme ile ilgili takipte alacaklı sıfatı ile sorumlu olduğu harçlardan muaf ise de sorumluluğun borçluda olduğu tahsil harcı kendisine ödenen paradan öncelikle kesilmelidir. Bu miktar içinde alacaklının takibe devam hakkı vardır. Aksinin kabulü borçluyu tahsil harcından kurtarmak olur ki, kanun bunu amaçlamamıştır. Bir başka anlatımla borçlunun ödeyeceği tahsil harcının da alacaktan öncelikle kesilemeyeceği amaçlansa idi 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 140.maddesinin 3.fıkrasında fon alacakları için getirilen düzenleme gibi açık bir düzenleme getirilmesi gerekirdi. Tahsil harcının alacaklı bankaya yapılan ödemelerden öncelikle kesileceği hususu Harçlar Yasasının diğer hükümleri ile paralellik teşkil edeceğinden mahkeme kararının onanması görüşündeyim.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
ÖLEN KİŞİNİN TÜKETİCİ KREDİSİ BORCUNDAN SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU-SİGORTALININ HASTALIĞININ BİLDİRMEMESİ
Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
MicrosoftInternetExplorer4
Ödeme emrinde alacaklının adresinin yanlış yazılması
İtirazYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 58/1.maddesine göre takip talebinde alacaklının ve varsa k
Haczedilen anonim şirket hissesinin satış şekli
Y A R G I T A Y İ L A M IŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?