Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4467 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29579 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Taşınmaz üzerinde ipotek hakkı bulunan şikayetçi banka tarafından, haciz alacaklısının talebi üzerine satılarak paraya çevrilen taşınmazın ihale bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamaya yetmediği, bu durumda icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesinin zorunlu olduğu iddiasıyla taşınmazın tesciline dair 22/02/2012 tarihli müdürlük kararının kaldırılarak ihale bedelinin dosyaya yatırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece; daha önce alacaklının yaptığı şikayet üzerine verilen icra mahkemesi kararı ile sıra cetveli düzenlenmesine gerek olmadığına hükmedildiğinden, kesinleşen bu karar doğrultusunda taşınmazın tesciline yönelik müdürlük kararında usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK.nun 140. maddesi gereğince, “satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Öte yandan kural olarak icra mahkemesi kararları kesin hüküm teşkil etmezler ise de, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı konuda ve aynı taraflar arasında daha önce verilmeleri ve kesinleşmeleri koşuluyla birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil ederler.Somut olayda mahkeme kararına gerekçe yapılan Kadıköy 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/05/2010 tarihli kararının alacaklı Halk Bankası tarafından hasımsız olarak açıldığı ve şikayetçi ipotek sahibi bankanın bu dosyada taraf olmadığı görülmektedir. Buna göre anılan karar şikayetçinin hukukunu doğrudan ilgilendirdiğinden temyiz hakkı bulunmakla mahkemece, bu kararın şikayetçiye tebliğ edilip edilmediğinin, şikayetçi ipotek sahibi yönünden kararın kesinleşip kesinleşmediğinin, dolayısıyla iş bu şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edip etmeyeceğinin araştırılarak, kararı temyiz etmesi halinde sonucunun beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.