Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4356 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 22299 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Manisa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/07/2009NUMARASI: 2009/365-2009/218Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular T. G.ve B. G.hakkında yapılan kambiyo takibinin kesinleşmesi üzerine bu borçlulara ait adreste yapılan 04.04.2008 tarihli haciz sırasında hazır bulunan borçlunun kayınpederi A.Y.dosya borcunun tamamına icra kefili olacağını ve her ay emekli 300 YTL. kesilmesine muvafakat ettiğini bildirmiştir.İİK.nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İcra kefiline karşı (ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak) ayrı bir ilamlı icra takibi de yapılabilir. Fakat, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında takibin icra kefiline karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, kefil hakkındaki takip kesinleşmedikçe icra kefilinin maaşı haczedilemez.. Bu koşullar oluştuktan sonra (icra kefili hakkında) uygulanan bir haciz sırasında adı geçenin haczedilmezlikle ilgili hakkından feragatta bulunduğu takdirde İİK.nun 83/a maddesinin tatbiki sözkonusu olur. (Prof Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı Sahife 767) (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas 1. Cilt Sahife 834) (HGK. 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002)Somut olayda icra kefiline icra emri 27.01.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, oysa kefilin maaşı üzerine 14.04.2008 tarihinde haciz konmuştur. Kefilin muvafakat beyanı, kendisi hakkındaki maaş haczi sırasında ve sonrasında olmayıp, dosya borçlusu ile ilgili ve kefalet ettiği borca yönelik haciz tutanağında yazılıdır. Bir başka anlatımla henüz icra kefiline icra emri çıkarılıp, kefil hakkındaki takip kesinleşmeden verilen muvafakat geçerli değildir. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle bu istemin de reddi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.