Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4343 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 1111 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: Gebze İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/11/2005NUMARASI: 2004/440-579Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 82/12. maddesine göre borçlunun haline münasip (uygun) evi haczedilemez. Buradaki "ev"den maksat, yerel geleneklere göre mesken (konut) olarak kullanılmaya elverişli olan yerlerdir. Bir meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki aile terimi de, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan kişileri kapsar. İcra mahkemesince yaptırılacak bilirkişi incelemesine göre borçlunun haline münasip bir ev alabilmesi için gereken paranın haczedilen evin kıymetinden daha fazla veya eşit ise icra mahkemesince haczin kaldırılması gerekir. Haczedilen evin bedelinin borçlunun haline münasip ev alabilmesi için gerekli paradan (ve paylaştırma giderlerinden) fazla olduğu anlaşılırsa istem reddedilir. Fakat bu kararda satış bedelinin borçlunun haline uygun bir ev olabilmesi için gerekli paradan daha aşağı olmaması ve bu paranın borçluya verilmesi kaydıyla satış yapılır.Somut olayda, hukukçu bilirkişiden evrak üzerinde alınan ek raporda borçlunun haline münasip evi 100 milyara alabileceği, inşaat mühendisine ait bilirkişi raporunda ise, kıymet takdir tarihi itibariyle taşınmazın 145.983.496.000 TL değerinde olduğu bildirilmiştir.İcra dosyasında mevcut borçluya ait tapu kayıtlarının incelenmesinde taşınmazlardan birinin şikayete konu 968 ada, 1 parsel sayılı; üzerinde villa bulunan taşınmaz ile; 1664 ada 2 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazlar olduğu icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri sırasında da arsa vasfındaki dava dışı parselin içinde idari binaları bulunan fabrika vasfında olduğu ve Çaycuma Belediyesi hudutlarında bulunduğu anlaşılmaktadır.Takip borçlusu 15.02.2005 tarihli oturumdaki beyanında; şu anda ...Çaycuma'daki işyerinin üst katında yani ofiste yaşadığını, buranın bir daire olmadığını, mülkeyetinin kendisine ait oludğunu bildirmiş, daha sonraki beyanlarında da söz konusu bu yerin yangın sonucu kullanılmaz hale geldiğini beyan ederek yangın raporu, hasar tespit raporu gibi belgeleri ibraz etmiştir. Yangın raporu 16.05.2005 tarihlidir.Cumhuriyet Savcılığı'nca yapılan araştırmada da borçlunun kendisine ait gösterdiği adreste (Çaycuma) 2 katlı betonarme binanın 2. katında ikamet ettiği eşinden boşandığı, çocukların boşandığı eşinin yanında kaldığı, 17.10.2004 tarihinde rapor edilmiştir.26.04.2004 tarihli haciz tutanağında borçlu hazır değildir. Hazır olan yine borçlunun boşandığı eşi olup Maltepe adresinde haciz yapılmış, komşuların beyanından borçlu burada oturduğu beyanı icra müdürlüğünce zapta geçilmiştir. Söz konusu Maltepe adresi ise borçlu tarafından boşandığı eşine ait yer olduğu beyan edilmiştir. Nitekim, temyize ekli tapu kaydında bu husus anlaşılmaktadır.O halde, mahkemece yukarıdaki esaslar da dikkate alınarak mahallinde bilirkişiler vasıtasıyla yeniden keşif yapılarak borçlunun haline münasip evin değeri saptanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun olmayan gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi isbetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.