Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4318 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 22181 - Esas Yıl 2009





Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:İİK'nın 134/2. maddesinde ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar arasında pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler de bulunmaktadır. Somut olayda, davacı ihaleye girip pey sürmekle ihalenin feshini isteyebilecek ilgili konumunu kazanmıştır. Adı geçen, ihale olunan aracın ruhsatta yazılı motor ve şasi numarası ile üzerindeki numaraların birbirinden farklı olduğunu, esaslı vasıflarında hataya düşürüldüğünden bahisle ihalenin feshini istemektedir. İcra mahkemesi, dava açıldıktan sonra ihale bedeli süresinde yatırılmadığından İcra Müdürlüğü'nce ihalenin feshedildiğinden ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmiştir.İİK'nın 133/2. maddesinde, ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini ya-tırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefillerin teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farklar ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacakları hükmü getirilmiştir.İhale bedeli yatırılmadığı için İİK'nın 133. maddesi gereğince satışın düşürülmesine karar verilerek, araç yeniden satışa çıkarılmıştır. Bu durumda anılan madde kapsamına göre davacı iki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından ihalenin feshi davasını açmakta hukuki yarar vardır.İcra Mahkemesince, İİK'nın 134. maddesine göre açılan ihalenin feshi davasının esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde konusu kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi isabetsizdir.Sonuç: İhale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.