Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4318 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 24005 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Edirne İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/06/2008NUMARASI: 2007/202-2008/190Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İ.İ.K.’nun 126.maddesinde satış hazırlığı sırasında icra müdürlüğünce düzenlenecek satış ilanında satışın yapılacağı yer, gün ve saatin açıkça belirlenmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu kural ihalenin düzenli yapılmasını ve alıcıların katılacakları ihaleye ilişkin saatin önceden belirlenmesini ve satışın tarafların menfaatine uygun şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaya yöneliktir. Ancak, anılan düzenlemenin ihalenin yapıldığı arttırma için öngörüldüğü gözden uzak tutulmamalıdır. Somut olayda, satış ilanında 1.artırma günü olarak 05.06.2007 tarihinin belirlendiği ve satışa konu her bir bağımsız bölüm için ayrı ayrı satış saatlerinin gösterildiği, 2.artırmanın da 15.06.2007 günü aynı saatlerde yapılacağının belirtildiği görülmektedir. Bu hali ile satış ilanı İİK. nun 126.maddesine uygundur. Kaldı ki, satış 05.06.2007 tarihinde ilanda belirtilen satış saatlerine uygun olarak yapılan 1.artırmada gerçekleştirilmiş olup, ihale yapılmayan ikinci arttırma saatlerinin ilanda gösterilmemesi sonucu etkileyen ve ihalenin feshini gerektiren bir neden de değildir. Öte yandan, Edirne İcra Mahkemesinin 2007/153-132 sayılı, 30.05.2007 tarihli kararı ile yalnızca 04.06.2007 tarihinde yapılacak satışın durdurulmasına karar verilmiş olup, şikayete konu edilen 05.06.2007 tarihli ihalelere ilişkin her hangi bir durdurma kararı yoktur. Tanığın soyut anlatımı ile icra müdürlüğünce bu karar nedeniyle alıcıların 05.06.2007 tarihli satışın da yapılmayacağı şeklinde yanıltıldığı ve bu nedenle satışa katılım olmadığı sonucuna varılması, anılan kararın satış dosyası içinde bulunması ve alıcıların(özellikle beyanı hükme esas alınan ve avukat olan tanığın) dosyayı incelemeleri halinde kolaylıkla durdurma kararının hangi taşınmazlara ilişkin olduğunu anlayabilecekleri cihetle doğru bulunmamıştır. O halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.