Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4293 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27406 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1-Borçlu ...'nun temyiz itirazlarının incelenmesinde;Alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibine karşı taşınmaz maliki üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurarak; sair şikayetleri ile birlikte örnek (6) numaralı icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kendisine borcun muaccel kılındığına dair ihbar yapılmadığını, hesap kat ihtarı tebligatının usulsüz olduğunu, icra emri yerine ödeme emri gönderilmesi gerektiğini bildirdiği, ayrıca borca, faiz miktarına ve faiz oranına itiraz ettiği görülmektedir.İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde; borçlunun icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir.Öte yandan; İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, iddianın yukarıda özetlenen içeriğine göre; başvurunun 7 günlük itiraz ve şikayet süresine tâbi bulunduğu açık olup; bu süre ise; icra emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.Diğer taraftan, borçlunun dilekçesinde icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, öncelikle, bu yöndeki iddianın incelenmesi, tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi hükmü gözetilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi halinde, yukarıda belirtilen şikayet ve itiraz nedenlerinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.2-Borçlu ...'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı banka tarafından genel kredi sözleşmeleri,ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarına dayalı olarak borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığı, örnek (6) numaralı icra emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda,sair şikayetleri ile birlikte takipte talep edilen asıl alacak miktarına,faize ve faiz oranına itiraz ettiği görülmektedir.İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir. Ancak, böyle bir durumda, borçlu, ihtarnamedeki kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir.İİK'nun 68/b maddesi gereğince ise; sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur. Yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese (bila tebliğ olsa bile) ulaştığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.Somut olayda, İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen kurallara göre borçlu adına çıkarılan Düzce 5. Noterliği'nin 05.11.2013 tarih ve ... yevmiye numaralı hesap kat ihtarının, borçlu şirketin, takibe dayanak (4) adet kredi sözleşmesinde belirtilen ''... Mah. ... Sok. No:.../... .../...'' adresine gönderildiği ve muhatap şirketin kapandığından bahisle bila tebliğ iade edildiği görülmektedir. Diğer taraftan, borçlu tarafından adres değişikliğinin usulüne uygun olarak kredi verene bildirilmediği dosya kapsamıyla sabittir. Bu durumda, ihtarnamenin borçlunun kredi sözleşmelerinde yazılı adresine ulaştığı 11.11.2013 tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabulünün gerektiği tartışmasız olup, anılan hesap kat ihtarına borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlunun, anılan madde koşullarında ihtarnameye itirazı gerçekleşmediğinden ihtarda belirtilen 1.035.850,08 TL borç miktarı kesinleşmiştir. Ne var ki, icra emrinde talep edilen asıl alacak meblağının 1.050.397,73 TL olduğu görülmektedir.O halde, mahkemece, öncelikle takipte talep edilen asıl alacak miktarının, ihtarnamede istenen ve itirazsız kesinleşen 1.035.850,08 TL olarak düzeltilmesi ile bu asıl alacak tutarına kredi sözleşmeleri, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarı hükümleri dikkate alınarak hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten sonrasına temerrüt faizi hesaplanmak üzere Yargıtay denetimine olanak tanıyacak biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.