Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 422 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13988 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/03/2011NUMARASI: 2011/120-2011/361Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28.06.2005 tarih ve 2005/474 Esas sayılı müteferrik kararı ile "Davacı şirketin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile İİK'nun 206. maddesinin 1. sırasında yazılı alacaklara ilişkin olanları hariç olmak üzere HUMK'nun 101 ve İİK'nun 169/a ve 179/b maddeleri göz önünde bulundurularak 6183 sayılı yasaya ilişkin icra takipleri ve diğer alacaklılar tarafından hangi nedene dayalı olursa olsun yapılmış veya yapılacak olan tüm icra takiplerinin, yapılacak takiplere ilişkin ve genel olarak ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizlerin takas, mahsup, hapis, temlik uygulamalarının durdurulmasına" şeklinde tedbir kararı verildikten sonra, nihai kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 09.02.2006 tarih ve 2007/11979-1200 sayılı ilamı ile bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında 2006/387 Esas sayılı dosyada bozma ilamının yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması ve eksik araştırma ve değerlendirmeye dayalı usulü bir bozma olması nedeni ile 13.12.2006 tarihli kararla az yukarıda belirtilen mahkemenin 28.06.2005 tarihli tedbir kararlarının kaldırılmasına yönelik talebin reddedildiği, yine bu dosya üzerinden verilen 10.10.2007 tarihli kararda tedbirlerin devamına hükmedildiği, mahkemece, 2008/674 Esas sayılı dosya üzerinden tesis edilen, 09.10.2008 tarihli karar ile de; "10.10.2007 tarih ve 2006/387 Esas sayılı ve iflasın ertelenmesi kararı ile alınan tüm erteleme tedbirlerinin kayyumların görevi de dahil olmak üzere devamına" şeklinde karar verildiği, yapılan yargılama sonunda, 13.10.2010 tarih ve 2008/674-2010/722 sayılı ilamın hüküm kısmının 1. fıkrasında "13.10.2010 tarihinden itibaren iflasın ertelenmesinin bir yıl süre ile uzatılmasına, 3.fıkrasında ise "alınan erteleme tedbirlerinin devamına" dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. İlk erteleme kararının verilmesinden sonra, 20.12.2006 tarihinde tanzim edilen protokol, borcun kaynağı gösterilerek 07.03.2007 tarihinde takip konusu yapılmış, borçlu yukarıda sözü edilen tedbir ve iflasın ertelenmesi kararları nedeniyle takibin durdurulması ve takip dolayısı ile konulan hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, takip konusu borcun, iflasın ertelenmesi süresinde ve iflas ertelenmesi kararından sonra doğduğu ve dolayısıyla tedbir kararının dışında olduğuna dair mahkemelerinden verilmiş 2007/718-2007/625 sayılı kararları bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.İİK.nun 179/b maddesinde; "Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur ....." hükmü yer almaktadır. Maddedeki düzenlemede, iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte yürürlüğe giren takip yasağı bakımından, bu karardan önce doğan alacaklar için yapılacak takipler ile erteleme süresi içinde doğan alacaklar için yapılacak takipler arasında hiçbir fark gözetilmemiştir. Alacakları, erteleme kararından sonra doğan ve muaccel hale gelen alacaklılar da, borçlu şirkete karşı icra iflas yolu ile takip yapamazlar. Yine Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi'nin tedbire yönelik kararlarında borcun tedbirden önce veya sonra doğması hususunda bir ayrım yapılmamış olup, çeşitli tarihlerde verilen bu kararlarla tedbirin fasılasız devamlılığı sağlanmıştır. Belirtilen nedenlerle takibe devam edilmesi mümkün olmayıp, erteleme süreci içinde yapılan hacizler de geçersizdir. O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin durdurulmasına ve erteleme süreci içinde yapılan şikayete konu hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.