Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 415 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 20889 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Ankara 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/06/2010NUMARASI: 2010/559-2010/879Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu şirket hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatılmış olup, borçlunun başvurusu imzanın şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle takibin iptaline yöneliktir Takip konusu çek, 30/04/2010 tarihinde düzenlenmiştir. Dosya arasında bulunan ticaret sicil gazetesi örneğine göre, şirket yönetim kurulunun 21/07/2008 tarihli kararı uyarınca, şirket müdürleri F. K.Y ve H.Ö 'nün müdürlük yetkilerinin sona erdirildiği, H.E 'nün müdür olarak atanarak 3 yıllığına şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 01/02/2010 tarihinde de bu yetkinin 5 yıl daha uzatıldığı, 13/04/2010 tarihli karar ile de H.E ile H. Ö 'nün şirketi temsile ve tahsile yetkili kılındıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, TTK.nun 692/5. maddesi uyarınca, çekte keşide gününün belirtilmesi zorunludur. Bu zorunluluk anılan yasanın 708/son fıkrasında öngörülen "yukarıda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler" yolundaki hükmün doğal bir sonucudur. Keşide tarihinin gerçeğe aykırı biçimde gösterilmiş olmasının çekin geçerliliğine etkisi konusunda TTK.nun "vade" başlıklı 707. maddesinin göz önünde tutulması gerekir. Anılan madde hükmüyle yasa koyucu, sonraki tarihli çeklerin geçerliliğini açık bir biçimde kabul etmektedir. Yasal ibraz süresinin başlangıç tarihi çekte keşide günü olarak gösterilen tarihtir. Bilimsel öğretide de kabul edildiği gibi, keşide tarihi çekin gerçekten tedavüle çıkarıldığı tarih olmayıp, üzerinde yazılı bulunan tarihtir. Bu durum, çekin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ya da sonra tedavüle çıkarılmasına olanak vermekte, dolayısıyla ibraz sürelerini kısaltmak veya uzatmak olanağı doğmaktadır. (11. H.D.'nin 07.05.1981 tarih ve 1981/1850-2241 sayılı kararı) (F. Öztan Kıy. Ev. Huk. S:1054)Somut olayda çekin keşide tarihi itibariyle şirket yetkilisinin F.K.Y olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, çekin keşide tarihi itibariyle yetkili olan şirket temsilcilerinin örnek imzaları temin edilerek, çekteki imzanın borçlu şirket yetkililerinin eli ürünü olup olmadığı konusunda yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdirSONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.