Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 412 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 19925 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Malatya 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 07/05/2008NUMARASI: 2007/325-2008/293Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı T.Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından borçlu A.K. hakkında yapılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, 4389 Sayılı Kanun'un 15/7-b maddesine dayalı olarak takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişi M. K. adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu ve adı geçen üçüncü kişi vekili tarafından taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir. İİK’nun 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşullar menkul mallar için uygulanmaktadır. Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK’nun 24.09.1997 tarih 1997/15-461 E. 1997/729 K.; HGK’nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 E. 2001/516 K.; HGK’nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-198 E. 2004/183 K.).Hukuk Genel Kurulu 'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E. 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haciz edilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur. Bir başka deyişle; haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3.kişi adına kayıtlı olan taşınmazın borçlunun borcu için haczi mümkün bulunmamaktadır. Haciz işlemine dayanak yapılan 4389 Sayılı Kanun'un 15/7-b maddesinde; “...Fon alacaklarından; yönetim ve denetimi Fona geçen ve/veya bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılan bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların kaynağını kullanmış olmasından dolayı Fona borçlu olması kaydıyla Fona intikal eden bir bankadan ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanılmasından sonra, bu bendin birinci cümlesinde belirtilen gerçek ve tüzel kişilerin, edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklarının banka kaynağı kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilir ve bu gerçek kişiler ile tüzel kişiler tarafından edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında bu fıkra hükümlerini uygulamaya Fon yetkilidir. Bu suretle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar üzerinde ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanıldığı tarihten sonra üçüncü kişilere yapılan satış, devir ve temlik, sınırlı aynî hak tesisi gibi işlemler ile üçüncü kişiler lehine tesis edilen aynî ve şahsî tüm haklar Fona karşı hüküm ifade etmez. ...” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu madde de yer alan hususlar ancak genel mahkemede açılacak bir davada tartışma konusu yapılabilir. Dar yetkili İcra Mahkemesinde az yukarıda sözü edilen Hukuk Genel Kurulu Kararında yer alan ilkeler esas alınarak sonuca gidilmelidir.Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; şikayete konu haciz tarihi olan 19.08.2005 tarihinde taşınmaz şikayetçi üçüncü kişi adına tapuda kayıtlı olduğu görülmektedir. Bu durumda haciz tarihinde taşınmazı takipte taraf olmayan 3.kişi adına kayıtlı olması karşısında borçlunun borcu için haczi mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken reddi isabetsizdir. SONUÇ :Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/01/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.