Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4013 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 22937 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/07/2008NUMARASI: 2007/1222-2008/1134Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine geçilmiş, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekili tarafından yasal sürede icra mahkemesine başvurularak senetlerde geçerli bir vadenin bulunmadığı, bononun lehtar hanesinde yapılan düzeltmede keşidecinin imzasının olmadığı ve tanzim tarihi bulunmadığından takip dayanağı senetlerin kambiyo vasfında olmadığı nedenleriyle takibin iptali talep edilmiştir.Takip dayanağı bonoların incelenmesinde, keşidecisinin A.C.olup, lehtarının önce A. . daha sonra üzerinin çizilerek “A.L.” olarak yazıldığı, ancak bu düzeltmedeki paraf imzasının keşideciye ait olmadığı 23.06.2008 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Lehtar hanesinde yapılan düzeltme HUMK’nun 298.maddesi hükmü gereğince keşideci tarafından paraf edilmediğinden geçersizdir. Bu durumda bonoların lehtarının A.C.olduğunun kabulü gerekir.TTK’nun 688/5.maddesi hükmü uyarınca bononun kime ve kimin emrine ödenecekse onun ad ve soyadının yazılmasının zorunlu olduğu yasaca belirlenmiştir. Takip dayanağı bonolarda keşideci ile lehtar aynı kişidir. TTK’nun 585.maddesi hükmüne göre, poliçe, keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi, bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü şahıs hesabına da keşide edilebilir. Ancak TTK’nun 690.maddesi aynı yasanın 585.maddesine yollama yapmadığından anılan madde bonolar için uygulanamaz. Bir kimse poliçelerde olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez. Bir başka anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez. Zira, poliçedeki keşideci ile bonodaki keşideci aynı konumda olmayıp; poliçede kabul eden muhatap, bonodaki keşideci durumundadır. Eğer böyle bir şeyi mutlaka istiyorsa, bu hususu poliçe düzenlemek sureti ile gerçekleştirebilir. Bu durumda, takip dayanağı belgeler, kambiyo senedi vasfında olmadığından alacaklının bu senetlere dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapması mümkün değildir. O halde mahkemece, İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.