Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4009 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27490 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/05/2012NUMARASI: 2012/291-2012/624Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, takibin kesinleşmesinden önceki devrede zamanaşımının gerçekleştiğine ilişkin itirazın, İİK'nun 168. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Takibin kesinleşmesinden sonraki devrede, borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet ise İİK'nun 71/son ve 33/a maddeleri gereğince süreye tabi olmaksızın ileri sürülebilir.Somut olayda 15.12.2008 keşide tarihli çeke dayalı olarak 02.12.2008 tarihinde takip başlatıldığı, takip talebi ile, TTK'nun 726. maddesinde öngörülen (takip tarihine göre uygulanması gereken) 6 aylık çek zamanaşımı süresinin TTK'nun 662. maddesi gereğince kesildiği ve aynı kanunun 663 ve devamı maddeleri uyarınca süresi aynı olan yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı görülmektedir. Borçluya gönderilen örnek 10 ödeme emri 05.12.2008 ve 28.05.2009 tarihlerinde tebliğ edilmeden iade edilince, ticaret sicil adresine alacaklı tarafça 19.08.2010 tarihinde ödeme emri çıkartılmasının talep edildiği, ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre 25.08.2010 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168/5. maddesinde yazılı 5 günlük yasal süreden sonra icra mahkemesine başvurduğu ve zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürerek takibin geri bırakılması ve iptalini talep ettiği görülmektedir. Ancak her ne kadar takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı yoksa da mahkemece, buna ilişkin inceleme yapılmış ve takibin kesinleşmesinden önceki dönem olan 25.05.2009 ila 02.03.2010 tarihleri esas alınarak karar verilmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi, ödeme emri tebliğ tarihi olan 25.08.2010 itibari ile takip öncesi zamanaşımı itirazı 5 günlük süreye tabi olduğundan, bu hususta mahkemece verilen karar isabetsizdir. Borçlu tarafından verilen şikayet dilekçesinde, takiple ilgili olarak kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinden sonraki tarih olan 10.03.2010 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı ileri sürülerek, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının süreye tabi olmaması dikkate alınarak İİK'nun 71 ve 33. maddeleri uyarınca inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin kesinleşmesinden önceki dönem esas alınarak sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.