Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3996 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27544 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/09/2012NUMARASI: 2012/198-2012/947Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve borca itiraz ettiği, borçlunun tatbike medar imzaları toplanarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve 31.08.2012 tarihli bilirkişi raporu sonucuna göre imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Her hangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedi1diği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. (HGK.nun 06.6.2001 tarih ve 2001/12-466 E. ­2001/483 K. sayılı kararı).İstanbul 34. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1111 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının 25.01.2012 tarihli takip talebinde "17.10.2010 vadeli, 30.700 TL bedelli bir adet bono"ya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, takibe dayanak senedi icra dosyasına eklediği ve talep uyarınca borçluya örnek 10 nolu ödeme emri tebliğ edildiği görülmektedir. Takibe dayanak bononun incelenmesinde ise, takip talebinde belirtildiği üzere 17.12.2010 vadeli, 30.700 TL bedelli ve 24.09.2010 tanzim tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 31.08.2012 tarihli bilirkişi raporunda ise, 1. sayfada inceleme konusu yapılan senetlerin her ne kadar keşidecisi, lehdarı aynı ise de; tanzim ve vade tarihleri ile bedel kısımları farklı olup, inceleme bu senetler üzerinden yapılmıştır. Kaldı ki takibe bir adet bono dayanak yapılmasına rağmen, bilirkişi tarafından takip konusu ile ilgili bulunmayan iki adet senet üzerinden inceleme yapılarak sonuca varılmıştır.. O halde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, itiraza ve takibe konu senet ile ilgili olmadığı, dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle eksik incelemeye ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükmün "Türk Milleti Adına" verilmesi ve aynı fıkranın (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.