Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 394 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 19161 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Ankara 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/03/2009NUMARASI: 2009/305-2009/270Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi hazine vekili, 89/1. haciz ihbarının Milli Savunma Bakanlığı’na 26/02/2009 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun Bakanlıkları nezdinde bulunan tüm hak ve alacakları ile doğmuş, doğacak istihkakları üzerine dosya alacağı kadar haciz konduğu gibi, teminatları üzerine de haciz konduğunu, 4734 Sayılı Kanun’un 34. maddesinin son fıkrasına göre idarece alınan teminatların haczedilemeyeceğinden bahisle, haciz ihbarnamesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, daha önce aynı konuda şikayete gelinmesi üzerine, mahkemenin 27/02/2009 tarih ve 263-247 sayılı kararı ile şikayetin kabulüne karar verildiği, bu defa yeniden yapılan başvurunun süresinde olmadığı gibi, müdürlük kararının iptali nedeniyle uygulama olanağı bulunmayan 89 haciz ihbarnamesinin iptali için dava açılmasının da gereksiz olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. İhbarnamede tüzel kişiliği bulunmayan Milli Savunma Bakanlığı Bursa İç Tedarik Bölge Başkanlığı’nın 3. şahıs olarak gösterildiği görülmektedir. 4353 Sayılı yasa hükümleri uyarınca Bakanlıkları bulundukları yerlerde hazine vekilleri temsil ederler. 89/1. haciz ihbarnamesinin tüzel kişiliği bulunan ilgili Bakanlık muhatap gösterilerek gönderilmesi yerine, tüzel kişiliği bulunmayan birim muhatap gösterilerek gönderilmesi usulsüzdür. Ayrıca İİK’nun 89. maddesine göre gönderilen 1. haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olması, 3. kişinin şikayet yolu ile icra müdürünün yasaya uygun bulunmayan işleminin kaldırılmasını talep etmesine engel değildir. Zira 3. kişinin İİK’nun 89/4 ve 338. maddeleri gereğince kendisinden tazminat istenmesi ve cezalandırılması yönünde talepte bulunulmasını önlemek için temelde yanlış olan memurluk işlemini iptalde hukuki yararı vardır.Öncelikle tüzel kişiliği bulunmayan birime haciz ihbarnamesi gönderilmesi usulsüz olup, bu durum kamu düzenine aykırılık oluşturduğu için İİK’nun 16/2. maddesi gereğince şikayet süreye tabi değildir. Şikayetçi vekili icra mahkemesi kararından sonra Bursa İç Tedarik Bölge Başkanlığının muhatap gösterildiği haciz ihbarının iptali yönünden şikayete gelmiştir. İcra Mahkemesinin önceki kararı sadece “Ankara Üniversitesine verilmiş teminat mektuplarının haczine ilişkin 10/02/2009 tarihli kararın kaldırılmasına” ilişkin olup, şikayete konu işlemi kapsamaz. O halde mahkemece şikayette hukuki menfaatin bulunduğu nazara alınıp, işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm tesisi yerine, yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.