Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3880 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 663 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Antalya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/11/2011NUMARASI: 2011/1137-2011/1118Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. "Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesine göre "Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır."6099 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile eklenen 10.maddenin 2. fıkrasına göre ise; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Yine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/8.maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebligat evrakı üzerine yazılması zorunludur. Somut olayda alacaklı tarafından genel haciz yolu i1e ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin doğrudan borçlunun mernis adresine, mernis adresi olduğu belirtilerek gönderildiği, tebligatta yazılı 21.10.2011 tarihli şerhe göre, muhatabın adresi terk ettiğinden bahisle tebliğ evrakının mahalle muhtarına teslim edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına asıldığı, kapıcıya haber verildiği belirtilmiştir.Borçlu icra mahkemesine verdiği dilekçede, ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten ayrıldığını, tebligatı 10.11.2011 tarihinde muhtardan aldığını, borcunun olmadığını ileri sürerek gecikmiş itirazda bulunduğunu bildirmiştir. Hukuki nitelendirme hakime ait olup, borçlunun istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti niteliğindedir. Ödeme emri için borçlunun bilinen en son adresine Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesinden sonra, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat yapılması gerekirken, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin uygulanması yolu ile tebligat yapılması, yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olup usulsüzdür. O halde mahkemece ödeme emri tebligat tarihinin, Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi uyarınca, borçlunun tebliğden haberdar olduğu tarih itibariyle düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.