Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3865 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 23264 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Beyoğlu 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/06/2010NUMARASI: 2010/104-2010/416Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı..........İç ve Dış Tic.AŞ. vekili tarafından, 10.06.2005 tarihinde 12 adet faturaya dayalı olarak borçlu SSK hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 no’lu ödeme emri tebliğ üzerine, adı geçen kurumun yasal sürede icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile 5283 Sayılı Yasa uyarınca borçtan sorumlu olmadıklarını ve takibin Sağlık Bakanlığı aleyhine yapılması gerektiğini ileri sürerek itiraz ettiği, Beyoğlu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/231 Esas, 2008/211 Karar sayılı ve 02.08.2008 tarihli ilamı ile borçlu SSK’nun itirazının iptaline karar verildiği görülmektedir.19.01.2005 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 06.01.2005 tarih ve 5283 Sayılı Kanun’un 4/c maddesi uyarınca; “Devredilen sağlık birimleri ile ilgili olarak bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sağlık hizmeti satın almasına ilişkin sözleşmeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılmış sözleşmeler, kredi anlaşmaları, yatırım projeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının leh ve aleyhine adli ve idari yargıda sağlık hizmeti sunumundan, iyileştirici tıbbi malzeme alımından dolayı ve sağlık hizmeti sunan personelle ilgili açılmış ve açılacak davalar ile icra takipleri, Bakanlık husumeti ile yürütülür, bütün hak, yetki, yükümlülük, alacak ve borçları ile birlikte bakanlığa geçer.”Somut olayda icra takibi, bu yasanın yürürlülük tarihinden sonra başlatılmış olup, bu yasaya dayalı olarak borçlu SSK’nun yaptığı itirazın Beyoğlu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/231 Esas, 2008/211 Karar sayılı ve 02.08.2008 tarihli ilamı ile iptaline karar verildiği dikkate alındığında, takibin Sağlık Bakanlığı’na yöneltilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.Kaldı ki, 5283 Sayılı Kanun’un 4/c maddesi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğu, sağlık hizmeti sunumundan, iyileştirici tıbbi malzeme alımından kaynaklanan borçlarla sınırlı olup, SSK’nun verdiği sigortacılık hizmetinden kaynaklanan ödemeler bu kapsamda değerlendirilemez. Takibe konu alacağın da SSK’nun verdiği sigortacılık hizmetinden kaynaklandığı anlaşıldığından, 5283 Sayılı Kanun’un 4/c maddesi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğuna gidilemez.O halde mahkemece açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.