Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3839 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 23158 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İzmir 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/07/2010NUMARASI: 2009/1739-2010/919Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılan, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlu vekilinin, dayanak çekte tahrifat yapılması nedeniyle kambiyo vasfının bulunmadığından bahisle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere HUMK.nun 298.maddesinde; "senette mevcut bulunan .... silinti ayrıca tasdik edilmemişse inkar halinde keenlemyekündür" hükmü yer almaktadır. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir. Bu nedenle senet üzerinde yapılan değişikliklerin, geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir. Bu şekilde yapılan imzaya veya paraf imzasına itiraz halinde, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Düzeltmenin onaylı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Somut olayda, düzenlenen bilirkişi raporunda, çekin, keşide tarihinin, 30/09/2009 iken 30/11/2009 olarak, miktarın ise, hem rakam hem de yazı ile yazılan kısmının, 4.500,00 TL iken 14.500,00 TL olarak değiştirildiği ve bu değişikliklerin keşideci tarafından imzalandığı belirtildiğine göre, söz konusu değişiklikler, yukarıda açıklanan madde gereğince, geçerli olup, dayanak belge çek niteliğindedir.O halde, mahkemece, borçlu şirket tarafından ibraz edilen, değişiklik öncesi çek fotokopisi ve borç dekontu, İİK.nun 169/a maddesinde sayılan belge niteliğinde olmadığından, dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilemeyeceği de gözetilerek itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.